Tarih 15 Temmuz 2016’yı,saatler 22.30’u gösteriyordu….Yani tam 4 yıl önce bugündü.Bir arkadaşımızın düğünündeydik.Her şey olağan akışıyla devam ediyordu.Derken düğününde bulunan bazı kişilerde bir hareketlilik fark ettim ve tv kanallarında anormal bir durum olduğunu anladım.Bir kalkışma olduğu iddiası vardı.Düğünü terk ederek bir başka çay bahçesine kahvelerimizi içmeye gittik ve ortalığın karışık olduğu netleşince,çalıştığım haber kanalı NTV ile irtibata geçerek anlık bilgi paylaşımına başladık.Ailemi eve bıraktıktan sonra,çarşıya meslektaşlarımla beraber hareketlendik.Her yerden anlık telefonlar alıyor,herkesi telefonlarla arayıp bilgi almaya çalışıyorduk.Atatürk anıtı önünde toplanmaya başlamıştık.Bazı üst düzey yöneticiler şahsımı arayarak “son durum nedir?” diye bilgi almaya çalışıyorlardı.Bildiğimiz kadarı ile anlatıyor,paslaşıyorduk.Tugay Karargahında yaşanan hareketlilik dikkatimizden kaçmadı.Ordu mensupları karargahın ışıklarını kapatıyor,komutanın aracı bir arka tarafa,bir ön tarafa gidiyordu.Komutanı dışarı çıkarmanın derdi vardı gibiydi askerlerde….Halk ordunun içinde bulunan bir grup şerefsizin darbe girişimi içinde olduğunu anlamış ve istikametini Karargah binasına çevirmişti.Kapılar zorlanıyor,Orduevi önünde sloganlar atılıyor,karargahta nöbet tutan Mehmetçiğimize dil uzatılarak,hiç bir şeyden haberi olmayan o evlatlara saldırılmaya çalışılıyordu.Asker aldığı talimatı dinliyordu ama bir şeylerin yanlış gittiğinin farkındaydı….
Mustafa Hatipler o gece hiç gözümün önünden gitmiyordu.Askere el kaldırmaya çalışanlara engel olmaya çalışıyor, “yapmayın,etmeyin”diyerek olası bir felaketin önüne geçmeye çalışıyordu.
Düne kadar Atatürk anıtı önüne gelmekten imtina edenler o gece anıt önünde toplanmaya başlamıştı.
Şaşkındım…..Düne kadar bir ve beraber olan tipler,kişiler o gece FETÖ’ye karşı söylemlerde bulunuyorlardı.Bazıları mertçe vatan savunması yaparken ,bazıları da kahpece “ne şiş yansın nede tavuk yansın” derdindeydiler.Bu işin birde farklı yönü vardı! “Ya darbe başarılı olursa!”diyenlerin suratlarındaki şaşkınlık ifadeleri görülmeye değerdi.Medya ayağında olan bazı arkadaşlar bile düne kadar su taşıdıkları değirmene,bölge imamı veya emniyet imamı olduğunu bildikleri kişilere “karşı olsak mı olmasak mı?” diye düşünüp duruyorlardı.Sipariş haberler yaptırılırken,emniyetin üst katında çiğ köfte partilerine katılırken, o emniyet imamı ağabeylerine tapanlar,ağabeylerinin firarı sonrası sırra kıdem basmasıyla neye tutunacaklarını şaşıranlar ve hala devlet kurumlarında çalışanlar….
Asker kışladan harekete geçmek üzereyken,devletin resmi araçlarını kurum içinden çıkartıp sevk etmek yerine onları kurum içinde tutanları,Türk Bayrağını o gece Şükrüpaşa Kışlasından indirilmesine rağmen 1 yıl asmayanları da unutmadık.FETÖ’ye “it” dedik diye bize ceza aldıranları,yargıya müdahale edenleri, FETÖ bağlantılı ceza almamızı sağlayanları da unutmadık!!!Cep telefonumu bir yıl süre ile dinleyenleri,beni 14 yılla yargılamaya çalışanları unutmadık!Bugün sağda-solda dedikodumuzu yaparak benim Bulgaristan istihbaratına çalıştığım dedikodularını yayanların bana 14 yıl ceza aldırmaya çalışanlarla aynı kişiler olduğunu unutmadık!Ulusal gazete manşetlerine yansıyan fişleme hareketini unutmadık!Şahsımla ilgili FETÖ’nün yaptığı “– G.T. (Gazeteci): Cemaate karşı, yabancı ülke istihbaratçılarıyla temasta. İstediklerimizi yapmayan biri, takip edilmeli, önü kesilmeli”sözünü unutmadık! Önümüzü kestiğinizi ve söz sahibi olan kişilerin buna seyirci olduğunu da unutmadık!
O hain gecede;Süloğlu kışlasından,Karaağaç kışlasından harekete geçen tankları,zırhlı personel taşıyıcıları unutmadık! Onların önüne canını dişine takarak,malını kaybetmeyi göze alarak iş yerinde bulunan iş makinelerini yollara seren,köprü üzerlerine konuşlandıran Nesim İba’yı da unutmadık! Amma birileri o adamı unuttu! Başarısız olan girişim sonrasında,bazı kişileri onure ederek kürsülere çıkaranları,plaket verenleri,belge takdimi yapanları şişip duranları unutmadık! Amma o adamı unuttuk.Nesim İba’yı unuttuk.Kalkışma başarılı olsaydı,onu o iş makinelerinin arasına gererek canını alacakları gerçeğini ne çabuk unuttuk?Unuttuk unuttuk! Her şeyi çok çabuk unuttuk…
Ama ben bir şeyi unutmadım! Başarısız şerefsiz girişim sonrasında,gözaltılar,yargılamalar başlamıştı.İfadeler,savcılık dosyalarında,mahkemelerde dillenmeye,şekil almaya başlamıştı.Örgüt liderinin o gece verdiği talimat mahkeme kayıtlarına geçmişti.Darbenin başarısızlığa doğru yönelmesiyle talimat veriliyor ve deniliyor ki; “elinize bayraklarınızı alın,sosyal medyada darbeyi lanetleyen paylaşımlar yapın.Cumhurbaşkanını öven sözler yazın ama fazla övmeyin”İşte bu paylaşımla bazı kişilerin sosyal medya hesaplarında nasılda pişmiş kelle gibi sırıttıklarını,zamanında örgütün kucağından inmeyenleri ben ve benim gibi düşüneler asla ama asla unutmadı.
Unutmayın ki! Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.Başında her kim olursa olsun,ülkenin milli gururu sayılacaktır.Demokrasi varsa, darbeciler ve sevicileri bu ülkeyi asla ve asla bölmeyi başaramayacaklardır.15 Temmuz Demokrasi şehitlerimizin ruhları şad olsun….