Hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesine bağlı mı dersiniz,yoksa yer altı sularının pervasızca kullanımımı dersiniz, ne derseniz deyin, ama bildiğim tek bir doğru var! Edirne’nin Balkan köyleri susuzluktan kırılıyor ve ilerleyen zaman diliminde önlem alınmazsa kent genelinde bir susuzluğun hakim olması bekleniyor.
Son aylarda yağış alamamamız ve kış ayında beklenen kar yağışının olmaması, Bulgaristan’dan doğup ilimiz sınırlarını geçerek Saros körfezine dökülen nehirlerimizin su seviyesinin düşük olması ve bu nehirler üzerinden sulu tarım yapan çiftçilerimizin halini düşündüğümde inanın tablo çok parlak görünmüyor….
Susuzluğun baş göstereceği bağıra bağıra geliyordu da; yetkili ve ilgili iş bilmez kurum amirleri ve alınmayan tedbirler yüzünden bugün susuzluk konusunda konuşur olduk….
Özelikle Lalapaşa ve Balkan köyleri hattında inanılmaz derecede bir kuraklık var.Yıl 2020 ve taşıma su ile değirmen döndürmeye çalıştığımız görüntüler mevcut.Tankerlerle burada bulunan vatandaşlarımıza su taşır olduk.Yaşlı nüfusun hakim olduğu köylerimizde çamaşır makineleri çalışmıyor,banyo yapmak için ilkel yollar kullanılarak ihtiyaçlar giderilmeye çalışılıyor.
Çiftçi kendilerine bağlanan su kuyularından zamanında bolca suladığı bahçesini artık sulamamak durumunda.Çünkü içmeye bile su yok!
Var olan kuyuların seviyesi düştü,kuyuya artezyen vuruldu.Su çekilmeye çalışılıyor.Ancak su yeterli derecede gelmiyor.Var olan kuyulardan ise alınan numuneler suların içilebilir olduğunu şimdilik pek götermiyor.Geçtiğimiz hafta Vaysal köyü kuyusundan alınan su numunesinin de İstanbul’dan bugün yarın gelmesi bekleniyor.Ama sonuç önemli tabi.İçilebilir mi,içilemez mi?
Her şeye rağmen Edirne Valisi Ekrem Canalp bu konuda “içilemez” raporu verilse bile suyu arıtacak bir sistemin kurulacağını müjdelemiş vatandaşa suyu bir şekilde vermenin gayreti içine girmiş.
Geçtiğimiz günlerde de Fatma Aksal’ın yaşanan bu durumdan haberinin olup olmadığını sosyal medya hesabımdan soran bir paylaşım yapmıştım.Sayın Aksal ile telefonla görüşerek fikir alış verişinde bulunduk.Kendisi bu konunun üzerine ehemmiyetle eğildiğini,yaşanan sorunun çözümü için Vali Canalp ile birlikte çalıştıklarını,kısa süre içinde su sorununun çözüme kavuşturulacağını,herkesten daha çok bu konuyu dert edindiğini,çözmek için azami gayret sarf ettiğini belirtti.Ancak bu konuda sorunun çözümünün İl Genel Meclisi’nde olduğunu ve İl Genel Meclisi’nin CHP’nin idaresinde olduğunu belirterek bu sorunların yaşanmasında sorumlu olduklarını iddia etti.
Aslına bakarsanız haklıydı!..İl Genel Meclisi ilin röntgenini çekmeli.Yapılan rutin toplantılar sözde kurulan komisyonlar,bu komisyonlardan alınan paralar ohh ne ala.Ama gel gör ki; susuzluk ile ilgili sadece kuru gürültü.Yahu bas bas bağırdı “geliyorum”diye.Suyla ilgili kurumları ve bu kurumlardaki ekipmanları veya bilgisi olan personeli alıp hiç mi konuşmadınız?Hadi diğer konularda alakasız alakasız komisyonlar kurdunuz,yurt dışı geziler yaptınız,huzur hakkı,komisyon hakkı derken kul hakkını neden ihmal ettiniz?
Tarlada ürününe su almak için bekleyen üreticinin,musluklarından “tıs”sesi bile duymayan vatandaşın sesini neden duymadınız?İl Özel idaresini neden çalıştırmadınız?Çalışma yok demiyorum! Ama olanları da görüyorum.Her ne kadar iktidar Ak parti olsa da,İl Geneli CHP’nin iktidarında.CHP’li üyelerin planlarıyla her şey işliyor,programa alınıyor.Yeri geldi mi bazıları atıp tutuyor ya “şunu yaparız bunu yaparız!”Hadi bundan sonra yapın bakalım,alkışlayalım….Ne ala memleket be! Yazan yok,soran,sorgulayan yok!!!
İşin özüne dönmek gerekirse…Başta Vali Ekrem Canalp olmak üzere,Milletvekili Fatma Aksal’ın da bu konudaki gayretlerinin takipçisiyim.Önce vatandaşa içilebilir nitelikte su sağlanacak ardından eğer imkan varsa bahçe sulaması için sulamaya izin verilecek.
Tunca nehrinden su akışı için Bulgaristan tarafıyla görüşme yapılarak barajdan su salınımı ya ikili ilişkiler sayesinde yada verilecek ücret karşılığında sağlanacak.Yoksa bu yaz Balkan köyleri ve tarımla uğraşan köylü,üretici için zor geçecek….