Bu kentte yaşayan bir birey olarak,yaşadığım kentte ki sorunları en iyi şekilde gözlemlemek ve gazeteci sıfatı ile kaleme alarak eleştirmek,eleştirirken yetkililerin harekete geçmesini sağlamak en doğal hakkım! O kızacakmış,bu kızacakmış,o alınacakmış,bu darılacakmış inanın çok umurumda değil.Lakin yaşadığım şehirde “ağabey” diye tanımladığım ve samimiyetine inandığım belediye başkanı Recep Gürkan eğer ağır eleştirilere maruz kalıyor ve belediye hizmetleri iyi değil de kötü yönde eleştiriliyorsa burada bir iş var demektir.
Daha önceleri de yazmış,kaleme almıştım.Edirne Belediyesi’nde başkanın etrafındaki bir takım adamlar sadece işin şovunda ve işlere takoz koyma yolunda.Yapılan hizmetlere baktığımda bir takım gayretlerin olduğunu görüyor,ama uygulama aşamasında durumun içler acısı olduğunu da görüyorum.Çalışan personelin lakayıt oluşu, disiplinden uzak duruşu ve verilen işi,görevi layığı ile yapmaması bunların başında geliyor.
Aylardır Edirne’de su patlakları ile bir boğulma var.Hatta patlayan yerlerin aynı yerlerden sıklıkla bozuluyor olması,arızanın tam manası ile giderilmediğini açıkça gösteriyor.Arızanın giderilmesi sonrasında kazılan alanın aylarca öylece bırakılıyor olması,gelişi güzel kapatılması ,asfalt veya parke kilit taş ile kapatılması bile işin ne kadar baştan savma yapıldığını gösteriyor.
Aylardır musluklardan akan çamurlu su ve giderilemeyen anlamasız arızalar vatandaşı adeta bezdirmiş, “abdest alırken bile çamur kokusu burnumuza geliyor” denilmesi sözleri sıklıkla duyulur olmuş,sosyal medya hesaplarında paylaşılan olumsuz çok sayıda paylaşım belediye hizmetlerinde yaşanan aksaklıkların kanıtı olmuştu.
Belediye çalışanlarının bazılarının sadece maaş gününü beklediği,kurumuna, ekmek veren makama,yaşadığı kente saygısı olmadığı gördüğüm bazı örneklerle açıkça beni derinden üzüyor.
Yahu düşünsenize; Kaleiçi Darülhadis caddesi üzerinde 20 gündür bir su patlağı var ve kimsenin umurunda değil!...Şehirde cadde ve sokaklar köstebek yuvası, yeni atılan asfaltın olduğu alanda bile bir gün sonra birileri kanalizasyon kazısı yapıyor ve yepyeni asfalt delik deşik ediliyor.Yerinden sökülen parke, kilit taş söküldüğü gibi değil estetik ve göz zevkinden uzak bir şekilde ters olarak yerine döşeniyor.Yeni yerleşim bölgesinde fiber kablo döşeyen firma yolları gelişi güzel yaparak,köstebek yuvasına döndürüyor fakat belediyeden “tık” yok…Taş döşeyenlere rica ediyoruz, “şurası bitince şurayı da yapabilir misiniz?” diye, verilen cevap “bize burasının yapılması söylendi.Orayı yapamayız”şeklinde oluyor.
Orta refujlarda cansız bitkiler,dallanıp budaklanıp gitmiş bakım,estetik hak getire…
Elbette kentin seçilmiş belediye başkanı olarak sorumluluk başkan Recep Gürkan’dadır.Ama kimse kendisinden eline kazma,kürek almasını beklemiyor.İyi niyetinin kurbanı oluyor resmen.Belediye kimsenin babasının malı değil.Çalışanların yüzde 70’inin ayakkabıları cilalı,elbisesi cillop gibi.Yok öyle yağma Hasan’ın böreği.Orada çalışan CHP’li de olsa ve bu kenti seviyorsa ve başkanı eleştiri bombardımanı altındaysa daha fazla,daha fazla çalışacak,cilalı ayakkabı devrini kapatacak.Masalarda değil, sahalarda olacak…Beğenmeyen işine bakacak…
Cumartesi pazarı çevresi ve kentin bir çok yerinde engelliler için yaya kaldırımlarında düzenlemeler yapılıyor.Belli ki iş ihale usulü ile yapılmış.Geçtiğimiz gün gördüğüm bir manzara içimi acıttı.Koskoca bir beton mikseri, başında elleri cebinde on kişi, Cumartesi pazarı etrafında yaya kaldırımlarının baş kısımlarını kırmış,sökmüş beton döküyor. “Yazık çok yazık” dedim.Yahu arkadaş! Söktüğün taş parke,kilit taş.Altından alırsın serilen iki kürek kumu,düşürürsün tekrar kotu,dizersin taşı al sana tertemiz görüntü.Ne o öyle yarısı taş yarısı beton rampa! Yok mu belediye de parke taş işi yapacak 10 kişi? Bir haftasını almaz personelin.Allah aşkına bu kadar zor mu bazı şeyler?
Sayın başkanım! Etrafınıza bir bakın.Sizi sevenler kadar, sizden istifade etmeye,nemalanmaya çalışan bir sürü adam var.Bunlar size dün nasıl engelse,bugün oldukları gibi yarında olacaklar.İş işten geçmeden zaman kaybetmeden bu engellerden kurtulun ve artık masaya elinizi vurun.İyi kalpli Recep Gürkan olun ama,iyi kalpli idareci olmayın.Çünkü bu iyilik size zarar yazıyor.Sizin dibinizdeki,çevrenizdeki adamlar yüzünüze gülüp,arkanızdan konuşarak kuyunuzu kazıyorlar.Bu yüzden ben Sezar’ın hakkını Sezar’a veririm ama siz lütfen Sezar olmayın….ve artık gerekeni yapın.Bu şehir hizmet edecek,çalışacak,iş yapacak personelinizi sahada görmek istiyor.