Yurt dışına sürekli giriş çıkış yapan biri olarak gümrük kapılarının halini ve yaşanan sorunları çok iyi biliyorum.Zaman zaman bu giriş çıkışlarda yaşanan sorun,aksaklık ve benzeri durumları anında yetkililere ileterek duruma müdahale etmelerini istiyorum ama 24 saat bu noktalarda bir gazeteci olarak bulunamayacağımıza göre,herkes işini yapacak.
Herkesin sürekli olarak isyanıdır, gümrük kapılarında beklemek, personelin keyfi keder davranması.Belki zaman zaman tek peronda yüzlerce araç kuyrukta bekler,kimsenin umuru olmaz,bazen ise hiç araç olmaz çok sayıda personeli ortada görmek mümkündür.
Daha geçtiğimiz akşam yaşadığım bir gerçek beni bu yazıyı yazmaya itti.Sonrasında ise önceki akşam gördüğüm bazı şeyler Kapıkule’de gece inin-cinin top oynadığını bana açıkça gösterdi.
Bugün sayın Valimiz Günay Özdemir bir basın toplantısı düzenleyerek Gurbetçi kuyruklarının yaşanmayacağı yönünde açıklamalarda bulunsa da,aynı anda yoğun bir gelişinin olması durumunda tablonun değişmeyeceğini de bildiğini üstü kapalı olsada bize aktardı.
Evet gerçekleri görmek lazım.İş personelin özverisinden, “bana ne” dememsinden geçiyor.Düşünsenize araç kuyrukları uzamış,tek peronda polis pasaport işlemi yapıyor arkada ise gümrük muayene ve muhafaza kontrol yapıyor! İçeride odalarda,bölümlerde,bekleyen-yatan personel sıkıntıyı görsede, gören yerine gelmiyor, illa birileri ittirsin istiyor.Benim garip vatandaşım ise aracı içerisinde sırasının gelmesini zaman zaman saatlerce bekliyor.
Dediğimi gibi önceki akşam geç saatlerde 23:00 gibi Türkiye’ye giriş yaptım.Bulgar gümrüğünden su gibi geçtim,ancak bizim gümrüğe geldiğimde sahanın bomboş olduğunu gördüm.Bu beni “şaşırtmadı” diyeceğim ama sonradan öğrenince şaşırmamam gerektiğini anladım.
Sahada hiç araç yokken,polisten mührü aldıktan sonra,muayene peronuna yanaştım.Seri bir şekilde çıkışım yapıldı.Fakat oturan 10-12 kadar memur gördüm.derken sahayı terk ettim ve ülkeme girişimi yaptım.Az ileride yolda tepe lambaları yanan ekip arabasına rastladım.Selam vererek “hayırdır”dedim.Uygulama yok bir şey yok! Ancak arkadaşlar Vali ve Emniyet Müdürünün Kapıkule’de olduğunu söylediler ve çıkışını beklediklerini ifade ettiler.İşte araç olmaması ve istediğimizde arayıp da bulamadığımız ancak, o esnada oturan o 10-12 memurunda oturma sebepleri şimdi çok net anlaşılıyordu.Vali ve Emniyet Müdürü orada diye her şey tıkır tıkır işlemiş hatta o kadar yoğun çalışmışlar ki sahada tek bir araç dahi yoktu! Yani isteyince oluyormuş.
Derken bir sonraki gece sahanın dışında bir başka konudan dolayı beklemeye başladım.O bekleyiş esnasında gümrüğün dingonun ağırı gibi olduğunu gördüm.Gümrük kapısının ağzında bir ticari taksi (ki olmaması gereken yerde),oto kurtarıcı çalışanlarının sahaya evlerine girer çıkar gibi davranmaları,simit ve bayrak satıcısının ise gümrük ağzında araçları durdurup simit ve bayrak satmaya çalışması ve araçların çıkışına engel olur şekilde davranmaları Jandarma,Polis ve Gümrüğün ne kadar çok çalıştığını bana gösterdi.
Yani her şey göstermelik.Kimse bana gümrük Vali veya bir başka devlet büyüğünün geldiği andaki gibi çalıştığını söylemesin.Yahu bugün yağmur yağıyor,temizlik aracı yağmur çamur demiyor yerleri kazırcasına belki bin defa geçti be!
Gümrükte çalışan memur arkadaşlar her ne kadar işleri zor olursa olsun vatandaşın beklememsi için aslında elinden geleni değil,daha fazlasını yapmak zorunda. “Vatandaş bekliyorsa, işi ne beklesin” demek yerine işleri hızlandırıp,çalışıp çaba sarf etmek en büyük erdemliktir.
Bu yüzden diyorum ki;kimse kimseyi kandırmasın,şov amaçlı işlere imza atmasın.Siz hayallerle yaşarken önünüze sunulan toz pembe tabloları izlerken biz gümrük sahalarında gerçeklerle yüz yüze kalıyoruz.Bilmem anlatabildim mi!....