Zaman zaman yazılarımda dile getirmişimdir; işimizin zorluklarını.Onurlu bir mesleğimiz var Allah’ıma şükürler olsun.Ama herkes için bunu söyleyemeyeceğim….
Yaptığımız haberlerde bazı arkadaşlar haberi istedikleri gibi verir,kamuoyunda farklı bir algı yaratmak ister.İşte son günlerde yaşanan bir haber ilimizin bürokratlarını içine kapsayarak farklı bir algı oluşturularak karşımıza çıktı.
Malum FETÖ/PDY örgütü 15 Temmuz sonrasında kirli ve çirkin yüzünü göstermiş,ülkemizi karanlığa sürüklemek istediği hain planlarını uygulayamadan Milli İrade sonrasında emellerine ulaşamadan geçmiş yıllarda insanların başına getirdiği olayların aynısını yaşamaya başlamıştır.Evet Allah korkusu olan insanların olduğunu tahmin ettiğimiz bu kişiler aslında şeytanın askerleriymiş de farkında değilmiş kimse!Hükümet ve Devlet ile iç içe olan,yılların planlarıyla bugünlere kadar emin adımlarla gelen ve Devleti ahtapot gibi saran bu zihniyet nihayetinde hak ettiği mahşer gününü kendisi yaşamaya başladı.
Bu örgütün Edirne ayağına bakmak gerekirse ciddi adımlar atmış,her tarafı sarmış,ağına düşürdüğü kişilerin kanını öyle yada böyle emerek bugünlere kadar gelmiş.Edirne Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan ve adaletine inandığım Savcı Cengiz Özülkü imzasını taşıyan 136 sayfalık iddianameyi okudum,adeta ezberime kazıdım.Cemaatin bağlantılarını,oyunlarını her şeyini yazmış.Yıllarca bu şeref yoksunu adamlardan bende çok çektim.Emniyet içinde olan yapılanma şahsımın telefonlarını dinlemiş,beni fişlemiş,bitirmek için malum gazetecinin şikayetleriyle Adliye ayağını kullanarak beni adeta sindirmeye çalışmışlardı.Üç beş şerefsize Allah’ıma çok şükür pabuç bırakmadım,bırakmamda.Benim Allah korkum var.Ama onların yok çünkü bunların Allah’ı yok!
Malum iddianame birileri tarafından daha sıcaklığını korurken servis edilmiş,(ki bunu yazmak,incelemek,haberleştirmek her iyi gazetecinin hakkıdır.Ama doğru olarak…)bizim malum gazetecide her zaman olduğu gibi eline cımbızını alarak aralarından kelimeleri seçip yaptığı haberle Belediye Başkanı Recep Gürkan’ı,İl Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Özcan’ı,Gençlik Hizmetleri İl Müdürü Serhat Ocak’ı ve Çevre Şehircilik İl Müdürü Abdullah Bülbül’ü iddianamede onca kişi varken örgüt üyesi,veya bu örgütün içinden biri gibi göstermek istemiş.Aslında “yapılan hep aynı tezgah mı?” diye baktım ama,bir bağ kuramadım!Çünkü gazeteciye birileri bir haber yaptırır,savcılık habere istinaden devreye girer ve o kişiler hakkında araştırma başlatır ve sonu hazırlardı…Burada habere baktığımda içinde bir şey yok ancak konulan resimlerle ifşa edilmeleri ve kamuoyunda FETÖ’cü gibi yansıtılmaları çok hoş olmamış.
İddianamedeki tanık beyanlarına göre tanık Ö.D.Ç. Belediye Başkanı Recep Gürkan için sayfa 65’te aynen şunu diyor! “30 Mart 2014 Belediye seçimlerinden önce CHP Belediye Başkan adayı olan Recep Gürkan’ın Serhat Kolejine gelerek,Edirne il imamı olan Ömer Sezgin’i çeşitli aralıklarla ziyaret ettiğini,Cihan haber ajansından destek alınarak cemaat evlerinde kalan başı açık öğrencilere Mart ayında iki kez anket yaptırıldığını,bu anketlerde ki amacın hangi partinin desteklenmesi amacıyla,oy oranlarının belirlenmesi olduğunu,Recep Gürkan’ın önde olmasının belirlenmesi üzerine il imamı Ömer Sezgin’in cemaat mensuplarına CHP’ye oy kullanmaları için bizzat talimat verdiğini,ayrıca Ömer Sezgin’in talimatı ile cemaate bağlı evlerde kalan öğrencilerin seçim öncesi memleketlerine gönderilerek Ak Partiye oy verilmemesi yönünde ailelerini,komşularını ve akrabalarını ikna etmelerinin istendiği”yazmasına rağmen,yine Tanık B.K’nın sayfa 69’daki beyanında “cemaate bağlı Serhat Kolejinin düzenlemiş olduğu organizasyonlara 17 Aralık dönemine kadar Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Özcan,Milli Eğitimde Şube Müdürleri Fikret Merter,Ömer Doğan Çimenlik,Şaban Arda,ile Gençlik Spor İl Müdürü Serhat Ocak ve burada şube müdürü olan Murat Ulaştır’ın katıldığı”cümleleri yer alırken bu kişileri bu arkadaşın nasıl cemaatle ilişkilendirdiği gerçekten benim için çok önemli.
Yahu arkadaş! Adamlar herkes gibi o dönemde bunlarla istişare etmiş ve iddianamede açıkça yazmasına rağmen 17-25 Aralık sonrası bunların ne mal olduğunu öğrendikten sora ilişkilerini kesmişler ve çocuklarını okullarından almışlarsa sen hala nasıl ve neden ilişki içindeymiş gibi haber yaparsın bunu açıklasana?
Dönemin Belediye başkanı Hamdi Sedefçiyle ilgili neden iddianamede çatır çatır bazı şeyler yazarken sen bunu neden kaleme almazsın?İmarda yapılan antin kuntinler,cemaate kazandırılan arsa ve yaptırılmak istenen okulu neden yazmazsın? İmar olmamasına rağmen imara cemaat istedi diye açılan yeri yazsana! Yazmazın,yazamazsın çünkü kankana kıyamazsın….Ha bulamadıysan sayfa 35-64…
Haberin manşete taşınmasıyla yerli yersiz hedef gösterilen bu kişilerin her şeyden önce ailelerini düşünmek gerekirdi.Psikolojilerini anlamak gerekirdi.Yarattığın tahribat gerçekten büyük,ama senin beslenme şeklin yaptığın haber tarzın bu….
Bende yazdım millet gerçeği görsün öğrensin diye….Eğer bu adamlar cemaat mensubuysa sen önce 17 Ağustos 2014 tarihli Akşam gazetesinin manşetini açıkla….
Belediye İmar Müdürü odasındaki sohbetleri açıkla.Yurt dışından alınan ve milleti karalamada kullanılan çakma İP’leri açıkla.Şimdi kalın sağlıcakla….