Ben başından bu yana Hamdi Sedefçi’nin aday olmayacağını söyledim durdum.Son çırpınışları olduğunu,aday gösterilmeyeceğini ve bir başka partiden veya bağımsız aday olacağını da çok net bir şekilde yazdım.
Tabi çok sayıda okuyucum yazdıklarımı bağlayıcı ve bütünleyici bir yazıyıda beklediklerini bana söyleyip durdular.İşte bende geçtim bilgisayarımın başına, dokunmaya başladım klavyemin tuşlarına.
Önceki akşam ETV’de Hamdi Sedefçi’nin katıldığı canlı yayını internet üzerinden banttan izleme imkanı buldum.Ve buradan ciddi bir yazı konusu çıkaracağıma olan inançla başladım yazmaya.
Aslına bakarsanız izlerken Hamdi Sedefçi’nin tüm vücut hareketlerini de aynı anda baştan aşağı hem izledim, hem dinledim. Mesleğimiz bize çok önemli bir özelliği de kazanmamıza olanak sağlamış.Bizler kamera elimizde saatlerce konuşan bir kişiyi vizör denilen pencereden bakarak bir kare içinde seyrederiz.O kişi konuşurken onların aslında vücut dillerini de açıkça okuruz.İşte bu özelliği kazandığımdan yola çıkarak Sedefçi’nin o geceki canlı yayında çaresizlik içinde olduğunu,ne konuştuğunu bilmediğini,hitabetini kaybettiğini ve bir dediğinin bir dediğini tutmadığını açıkça gördüm.
30 yıldır Sedefçi’nin siyaset ile iç içe olduğunu biliyorum.Başarılarını çok defa kaleme almış yeri geldiğinde ise onu en çok eleştiren kişi olmuştum.1983’te 32 yaşında esmerliği yüzüne vuran o genç mühendis SODEP ile başlayan siyasi yaşamını 1884’te SHP ile devam ettirerek, önce Belediye Meclis üyeliği,ardından 1989’da SHP Belediye Başkanlığı ile yola devam ve 1992’de CHP’nin açılması ile Türkiye’de ilk CHP’ye geçen Belediye Başkanı olarak basamakları emin adımlarla çıkan ve haklıda yanına alan Sedefçi 1999’da açıkça sandığa gömülmüş ve yanında olan halk bir anda ona ders verir nitelikte onu sandığa gömmüştü.
Derken ülkenin durumu ve siyasi hareketlilik 2004 yılında yine halkın desteği ile onu o koltuğa layık görmüş ve devamında 2009 seçimlerinde partisinin oylarını yüzde 30 gibi artırarak yeniden Belediye Başkanı olmuştu.
Çıraklık,Kalfalık,ustalık ve uzmanlık dönemlerinin ardından şimdi ise profesyonellik dönemini isteyen Sedefçi, maalesef Uzman Başkan sıfatı ile partisi tarafından emekliye ayrılmıştır ve öylede kalacaktır.
Bakın; o geceki canlı yayında, DSP adayı olduğunu söyleyen Sedefçi CHP’yi yerden yere vuruyor fakat “ne şiş yansın nede kebap yansın” mantığı ile önce Genel Başkanı ağır bir dille eleştiriyor,fakat sonrada partisini çok sevdiğini ve Genel Başkana ders vermek için bmöyle bir yola başvurduğunu söylüyor.
Eyy Sedefçi! Sen zaten bu adaylık işin olmayacağını 9 aydır biliyordun.Ancak tüm blöfleri yaparak basın ve medyayı da kullanarak şovlarını yaptın, ancak bir sonuç alamadın.
Yahu hem DSP’ye geçeceğim diyorsun,hemde bunu geçici bir süre için yapıyorum diyorsun bu nasıl kıvrak bir harekettir?DSP veya DSP’lilerde salaktı senin bu sözünden sonra seni ortadan aday göstersin!Genel başkan Masum Türker ile görüştüğü söylerken bile tedirgindin.Lafınla kendini açık düşürdün.Genel Başkanla görüştüm dedin ve ardından hemen kişiyi Genel <Merkezden biri olartak lanse ettin.Yani tutarsızlık burada da çok net farkediliyor.
Koyu CHP li olduğunu söyleyen bir insan nasıl bu kadar kıvrak bir hareket yapabiliyor inanın anlamakta zorlanıyorum.Yahu mavi kravat ve mavi gömlek.Vallahi bukalemun bile bu kadar çabuk renk değiştirmiyor ve devamında “ben ölene kadar CHP’liyim” diyorsun.Yani ben şuradan şunu çıkarıyorum.Olurda aday olursan, seçilirsen “ki seçilemeyeceğini sende biliyorsun”aradan kısa bir süre sonra Genel Merkezde nasılsa kongreye gider,olurda Baykal yine gelirse bende CHP’ye geçerim mi demek istiyorsun?...Oldu!... DSP’de bu zokayı yuttu…. “Hey gidi DSP heyyy.Ne hallere düştün” diyeceğim ama, il Başkanı Ayşe Ergen bu dik duruşu ile Genel Merkeze bile kafa tutuyor.Helallll….Genel Merkezin bile bu yönde bir açıklamasının olmaması beni düşündürmüyor değil.Sadece tabelası ve o tabela partinin dik duran bir il başkanı her şeyi özetliyor ama sen hala inadım inat diyorsun.
Bunlar yetmiyor, düne kadar kedi köpek gibi olduğun altı aday için çağrılar yaparak “ben bazılarını aradım ama bana geri dönüş olmadı” diyorsun zaten sana geri dönen adam değildir….
Yahu adam gibi CHP’li olan bu adamlar neden kıvırsın?Neden partisi duruken DSP’ye destek olsun.benim bildiğim bu adamlar tepkisini koyar ama asla partisini satmaz.Yani kıvrıklık yapmazlar!!!...
Açık açık 9 aydır Genel Merkeze ve Genel Başkana güvenmediğini söylüyorsun.O zaman neden çıkıp ben senin aday olmadığını yazmama rağmen neden bana “bunu nereden biliyorsun?”demiyorsun….
Sen ne zaman hatalarını anlıyorsun biliyor musun?Dört duvar arasında kaldığında… Sen ne zaman gerçek dostlarını isimlerini ağzından mırıldanıyorsun biliyor musun?Nehir kenarında ki o usulsüz evinde balık tutarken, yalnız kaldığında….Seni satan,senin için dosyalar sunan kişileri dizinin dibine alırsan olacağı budur.
Artık bu koltuk sevdasından vazgeç bence…
Seninle ilgili Genel Başkanının önünde o kadar çok şey var ki! Sen bile inanamazsın.Adam seni bizden daha iyi biliyor.Bu yaptığın hareketle partini her an için satabileceğini,güvenilecek bir insan olmadığını senin için söyleyenleri adeta doğrulamış oldun.Kabul et! Öfke ile kalktın zararlı oturdun… O sana çok güvenen halk artık sana güvenmiyor.Tıpkı partin gibi…Ağzınla itiraf ettin.. “Baykal’a yakın olanlar tasfiye ediliyor” dedin.Çok doğru söyledin.
Recep Gürkan ile söylediklerine gelince…Yine yanlış yaptın…Seversin sevmezsin.Bir arada olduğunuzda bazı şeyler iyiydi de seni satınca mı kötü oldu?…
Evet başkan ne ekersen onu biçersin…Benden sana bir kardeş tavsiyesi.Bence kenara çekil ve verilecek bir görev olursa onu bekle.Yahu yeter artık!Nedir bu hırs ve sevdan.Koltuk bu kadar mı tatlı.Senin hizmet ile işin yok.Senin halk ile işin yok.Zararın neresinden dönersen kardır.Yükün sanada yeter senden sonrakilerede.
Ha eğer “ben korkuyorum, bir başkası başkan koltuğuna oturur benim hesaplarımı inceler ve her şeyimi ortaya çıkarır” diyorsan, o zaman iş değişir.Bu noktada ne Recep’e ne Ahmet’e, nede Orhan’a dil uzat.
Ahmet Günşen ile Recep Gürkan’ı Edirneli olmadıkları için dışlıyor,onlar İpsalalı diyerek ayrımcılık yapıyor, sonrada “ben Karslısı,Vanlısı,Erzurumlusu,Mardinlisi, Diyarbakırlısı ile kol kola gireceğim” diyorsun.Başkan sen ne dediğini biliyor musun?Acaba İpsala Patagonya’ya mı bağlı..Bölücülük yapıyorsun gibime geliyor ve insanları sınıflandırarak ayrıştırıyorsun.
Dediğim gibi artık kenara çekil ve dinlen.Git arada sırada Demirel’i ziyaret et,torunlarınla oyna,çocuklarınla ve eşlerine vakit ayır.Seni ipten alan Nusret Demiral’ı ziyaret et.Ama kimseye haksızlık etme ve kimseyi de incitme…Yolun açık olsun başkan…..
Ha sanada açık teklifim var..Hodri meydan.Gel bu konuları seninle canlı yayında benim konuğum ol tartışalım.Tek Rumeli tv de bunları anlat.Ne dersin varmısın?
gökhan abi diline kalemine gönlüne sağlık :)