Hiç kimse bana demokrasi masalı anlatmasın!...
Genelde deri koltuklarda oturanların son zamanlarda ağzına doladığı bir sözcük “demokrasi”…
Demokrasi sözünün etimolojik kökeni “demos” (halk) ve “kratos” (egemenlik) kelimelerine dayalıdır. Kısaca Demokrasi, halkın egemenliği demektir. Demokraside egemenliğin gerçek sahibi “birey” ve nihayetinde, bir devlet sınırları içerisinde yaşayan “halk”tır.
Demokrasi, tüm üye veya vatandaşların, organizasyon veya devlet politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu bir yönetim biçimidir.
Mesleğimizi bu günlerde icra edebilmemiz için bu sözcüğün anlamının bile dar kaldığını açıkça söyleyebilirim.Edirne’de öyle yada böyle mesleğimizi icra etmeye çalışan bir kişiliğim olduğunu bilenler bilir.Tavuğuna kış dediğimiz kişiler bizleri farklı şekilde yorumlayabilirler ama bizim için tavuğuna kış dediğimiz kişiler değil, bizi gönüllerinde yer edinenler önemlidir.
Edirne’de tavuğuna o kadar çok kişinin kış demişiz ki; cemaatçisi,tarikatçısı,üfürükçüsü,mollası kim varsa üzerimize hurra saldırıverdi.
Ay yıldızlı bayrağımızı orada dalgalandıramayanların utanması gerekirken,bugün biz burada yazdıklarımızdan utanacak hale geldik.Güçlünün her daim gücünü gösterdiği,iktidarın yandaşını koruyup kolladığı,karşısındakini ezdiği günümüzde hiç kimsenin bir şey yapamaması beni açıkça düşündürüyor.
"Kimsenin tavuğuna kış demeyeceksin arkadaş" denilmek isteniyor bize.Ama ben o sizin bildiklerinizden değilim.Doğru bildiğim yoldan emin adımlarla ilerlerim.Siz her ne kadar vursanız da sadece sendelerim ama düşmem. “Allah büyük” der geçerim.
Edirne Valisi Günay Özdemir!.. İlimizde göreve geldiği günden buyana benim açımdan en büyük icraatı benim ekmeğimle oynamasıdır.Hadi onu geçtik şahsıma koyduğu yasaklardan dolayı “Devlettir” dedik sessiz kalmayı tercih ettik.İyide Sayın Valim nereye kadar gideceksiniz?Protokol listesinden çıkartınız.İş verenimi arayıp ekmeğimden ettiniz,keyfi olarak kolluk kuvvetlerine talimat verip, “onu görmek istemiyorum” demiş ve benim bulunduğunuz yerlere alınmamam talimatını vermişsiniz! Ne kadar hoş değil mi? Size karşı tek bir kelimem yokken birilerinin sizlere aktardığı yalan yanlış bilgilerle,şahsımı dahi dinleme gereği duymadan aklınızca ipimi çektiniz…Yasak koymakta ki gayenizi anlamış değilim! İp çekerek elinize ne geçti paylaşırsanız sevinirim.Ha şunu da hatırlatayım, rızkımı siz değil Allah veriyor.
Koyduğunuz yasağın manasını anlamış değilim.Size bir şey söylemem den falan mı çekiniyorsunuz? Oysa ki; size zararım değil yararım olurdu ama dalkavuklarınızı aşmak zor.Ne size nede sizin oturduğunuz makama asla ve katta bir saygısızlığım olamaz.Ama siz katı tutumunuzla şahsımı uzaklaştırmayı seçerek böyle uygun gördünüz.Ben ise hala yasağımı kaldıracağınız günü bekliyorum.Size sorduklarında ise “ben ona yasak masak koymadım” demenizi de anlamış değilim.
İnanın biz sadece ve sadece işimizi yaparız.Sizede saygım var! “Şeriatın kestiği parmak acımaz” der geçerim,
Amma; Trakya Üniversitesi Rektörü Prf.Dr.Erhan Tabakoğlu’na ne oluyor anlayamıyorum.Oda sizden aldığı gazla aklınca bize yasak koydu.Mail listesinden çıkarttı ve toplantılara almıyor.Koca rektörün yaptığına bak yahu!...Bir insan neden bu tür yola başvurur biliyor musunuz? Kesinlikle korkusu vardır. “Pat” diye soru sormayalım,sıkıştırmayalım diyedir.
Yahu bana yasak koysan ne olur? Şunun şurasında bugün varsın yarın yoksun…Öyle Profesörler var ki o üniversitede.Yarın rektör adayı olanlar o koltuğu sizden pat diye alır,biz yine yolumuza devam ederiz.Çünkü bizim ekmeğimiz bu! “İt ürür,kervan yürür!” “siz yolcu biz hancıyız”.Hocamızla da aramız açık. Şu malum Bulgar profesöre plaket verdi ya! Haber yaptık diye tüm gücünü ortaya koydu.Haber yapacağım tabi.Yalan mı yazdık! Var olan belgeli bir konuyu kamuoyuna habercilik anlayışı içerisinde paylaştık. Sen kalkacaksın size bilgi vermeme rağmen Cumhurbaşkanımızın öldürüleceğini söyleyen bir it’e plaket vereceksin,sonrada ben haber yapacağım.Sende kalkıp beni arayıp “kaldır o haberi oradan diye” talimat vereceksin.Bende kaldırmadım diye bana savaş açacaksın.Yürü oradan be!Oradan ufucuğu var diye koca rektörün yaptığına bak.
Sen git köfte tanıtımı yap! Üniversitenin öğrencilerinin,akademisyenlerinin sıkıntılarını,hastanede sıra bekleyen,beklerken hayatını kaybeden insanların sorunlarını çöz.Kusura bakma hoca! Biz bugüne kadar yağdanlık olmadık olmayızda….Neyse o…
Dediğim gibi bana kimse demokrasi demesin…Eğer demokrasi olsa bana yasak konmazdı.Kimse yasak koyamazdı.kervan yolda düzülür misali siz bizi yolda düzdünüz,ama it’in ürüyüp kervanın yürüdüğünü de unutmamak gerekir. Siz yolcu, biz hancıyız…Önemli olan bu gök kubbede hoş bir seda bırakmak….