Sağlık alanında “nereden nereye geldik?” demeye gerek yok.Gelinen nokta belli.Belki 15-20 yıl önce beklediğimiz doktor kuyruklarında yine bekliyoruz,belki sağlığımız için kapı kapı gezdiğimizde oluyor ama, her şeye rağmen sağlık belli noktalarda iyi.
Bir hekimin günde 70-100 hasta baktığını düşünürsek, bunun dünya standartlarının çok üstünde olduğunu anlamak mümkün.Hastanın doktorun odasına girmesi ile başlayan süreç,aslında adeta zaman karşı verilen bir yarış gibi.Şikayetini anlatmak ve doktorun bunu anlaması bir hayli zaman alıyor.Bazende odaya girdiğin gibi doktor leb demeden leblebiyi anlayabiliyor ama, her branş için bunu söylemek mümkün değil.
Erken teşhis ve tedavinin önemli olduğu vurgusunu her ne kadar yaparsak yapalım bu konuda zayıf olduğumuzu yaşadığımız bazı örneklere görmek mümkün.
Hemen hemen her gün doktor kapılarında bekleyen sağlığına çözüm arayan,kişilerin önerisi ile hekim seçen binlerce insanımız var.
Doğru teşhis ve tedavide doktorun sağlıklı düşünmesi,hekimin bulunduğu ortamın önce ruh sağlığı için olumlu olması çok önemli.Tabi psikolojiside bunda en büyük etken.Hani “mekan oynatıyor ağabey” diye bir reklam vardı.İşte bizim doktorlar şu an mekandan dolayı oynayamıyorlar.İlerleyen günlerde mekan sorunu çözülüp her ne kadar dört dörtlük 400 yataklı hastanemize kavuşacak olsak bile her doktorun bu mekanda oynayamayacağı bir gerçek.
Hasta her şeyden önce adı üzerinde “hasta” ve onun psikolojisi bambaşka. “Müşteri her zaman haklıdır” mantığı ile yola çıkılırsa hastada her zaman haklıdır ve tedavisinin doğru yapılmasını ve teşhisinin adam gibi konmasını beklemektedir.
Yıllar boyu köşe yazılarımda Edirne Devlet Hastanelerinde yaşan olumsuzlukları bir bir yazmış, o dönem SSK Hastanesinde yaşanan olumsuz gelişmeleri ve yolsuzlukları bir bir kaleme almış biri olarak, bu noktada hala aynı zihniyetlerin Kamu Hastaneler Biriliği çatısı altında siyasi taklalar atarak bir yerlere gelmesini hazmedemiyorum.İlerleyen günlerde bu taklacılarla ilgili kalemin ucunu biraz açarak,geçmişi sorgulayacağım ve SSK Hastanesi dönemimde adı yolsuzluklara bulaşmış kendisini dahi idare edemeyen birilerinin,çevresindekileri idare edecek pozisyonlara gelmesinin altında yatan gerçekleri yazmaya gayret edeceğim….
Şimdi gelelim asıl konumuza. “Doktor dediğin iyi görmeli”Eline aldığı röntgen filminde birisi komedi, diğeri dram görüyorsa ben bu işte iş ararım ve “çıkar o gözlükleri gözünden” derim….Yılların tecrübeli isimlerinin görev aldığı hastanede aynı filmi farklı okumak,yada tedavi konusunda farklı uygulamalar yapmak hali ile hasta olan bizleri sıkıntıya sokmaktadır.Omuza çekilen MR’ı beyin MR’ı ile karıştırmak,yada çekilen akciğer filminde iltihabi durumu ilkinde görmeyip bir ay sonra aynı filme bakarak “ciğerinde iltihap varmış”demek 2015 yılındaki teknoloji ile olmaması gerek diye düşünüyorum!
Fazla detaya girmeyeceğim ve muayene olduğum bir süreci sizlerle paylaşacağım.Göğüs ile ilgili rahatsızlığım olabileceği düşüncesi ile çıktığım hekimin bakış açısı ile sonradan teşhisi koyan ve adam gibi adam olduğunu gördüğüm bir karşılaştırma yapacağım.
Her ikisi hekim,her ikisi uzman ama biri diğerinden kıdemli ve kademeli, yani sözüm ona tecrübeli.Fakat aradaki farkı üşütme ve astım olacak kadar ayırt edememek,farklı ilaçlar yazarak bizi sallamak pek hoş değildi hani.
Allahtan Edirne devlet Hastanesinde Uzm.Dr.Veli Çetinsu gibi bir insanla karşılaştık.Hasta kabulünden yanımıza verilen görevli arkadaşa kadar her şey dört dörtlük.Hekim odasına girdikten sonra hekimin yaklaşımı,ilgisi,soruna odaklanması ve çözüm konusunda beklemediğim bir bilgiyi ve sonucu bana aktarması parayla vereceğimiz özel hastanedeki doktorda bile yok! İşte o zaman gerçekten “böyle doktorlar var mı?” diyesi geliyor insanın.
Her şey elbette dört dörtlük olmaz. Ama gösterilen ilgi,hastanın her şeyden önce en çok beklediği en önemli ilaçtır.Erken teşhisin önemi ne kadar gerekli ise,tedavi konusunda oyalandığım doktorun sonuç odaklı iş yapmaması,belkide Uzm.Dr.Veli Çetinsu’nun teşhisi doğu koymaması beni geri dönülmez bir yola sokabilirdi.Bu benim için değil tüm hastalar için önemli. “Tatlı dil yılanı deliğinden çıkartır” sözünü hekimlerimizin unutmaması lazım.Yardımcı ve yol gösterici olmaları hastanın tedavisinde en önemli etkendir.Dışarda edindiğim izlenimden de yola çıkarak söylemeliyim ki;Edirne Devlet Hastanesi elindeki kaliteli doktorların yanı sıra,işini severek yapan personelini de el üstünde tutmasın bilmeli.Özellikle Selimiye Devlet Hastanesinde bulunan ve acili çözüm odaklı hekimlikle buluşturan Dr.Levent Pamuk ve Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Polikliniğinin hekimi Uzm.Dr.Veli Çetinsu’nun değerini iyi bilmeli.