Enez bir türlü makus durumunu yenemedi…
Tarihin, turizmin kalbinin attığı ama son yıllarda gelen insan sayısındaki artış ve buna paralel olan kalitesiz yerli turist potansiyeli maalesef Enez’de her şeyi dahada kötüye götürdü. Edirne Valisi H.Kürşat Kırbıyık’ın alan başkanlığı konusunda ki önerisi ve çıkışı aslında haklılığını da gözler önüne seriyor. Yıllarca “cek cak”larla geçiştirilmiş bir Enez yani Saros körfezi var önümüzde. Sadece bir kısımda ballı börekler var. Diğer alanlarda durum içler acısı…
Her sezon başlangıcında anlatılan masallar ve boyanan gözlerin dışında hiçbir şey yok. Kim bu güne kadar anlatılanların yada uygulanacak olanların hiç birisi hayata geçmedi yada geçirilemedi. O yüzden Enez makus tarihi ile yüzleşiyor…
Size daha öncede ele aldığım ve anlatmaya çalıştığım Enez limanından bahsetmek istiyorum. Dönemin Valisi Ekrem Canalp’in plansız programsız bir şekilde İl Özel İdaresi Paralarını adeta denize gömdüğü bir yatırımdan söz etmek, tekrarlamak istiyorum. Neden yeniden ele aldığımı soracak olursanız Valimiz Kürşat Kırbıyık’ın son ifadeleri biraz da olsa haklılığımızı ortaya koyar nitelikteydi.
Bakın; 2021 yılında başlanan projede ilk etapta denizin doldurulması işi vardı. İl Özel İdaresi tarafından yapılan ihalenin o günkü bedeli ve tamamlanacağı iddia edilen rakam 5 milyon 36 bin TL’ idi. Doldurma işlemine 1. mendireğin iç kısmında başlandı ve 3 bin kamyon yani yaklaşık 60 bin ton malzeme denize dökülerek doldurma işlemi yapıldı. Dolgu sonrası bazı yerlere beton zemin çalışması yapıldı ve derken son olarak üst yapı işine gelindi ve durdu.45 metre genişlik, 135 metre uzunluğunda yapılan rıhtımın 8 metre derinlikte olduğu biliniyor.
Evet ,inşaat durdu durmasına ama harcanan rakamın yani verilen fiyat farkları ile 16 milyon TL’nin çok ama çok üzerine çıkıldığı, kimilerine göre 50 milyon TL’ye vardığı iddia ediliyor.
O dönemde Vali Canalp’e söylediğim sözler ve yazdığım satırları yine sizlerle paylaşayım. Yani yatırımın olumsuzluklarını yineleyelim…
Yunanistan'ın Aleksandrapoli-Dedeağaç kentine deniz yolu ile ulaşım yani vizesiz ve pasaportla geçiş hayali ile kurulan Hudut Kapısı Canalp valinin vaadine göre 2022 yılı Nisan ayı'nda tamamlanacağıydı. Liman açılamayınca yapılan açıklamayla Haziran ayı'na ertelendiği, Haziran ayı'nın bitmesi ve Ağustos ayı'na girilmesi ile Ekim-Kasım denildiğini hatırlıyoruz. Bende o dönemlerde açılamayacağının hep altını çizmiştim. Bugün gelinen nokta ise Ocak 2023 ve hal tık yok. Yani Enez limanın da her şey süt liman…
Bakın; AB üyesi ülkesi Yunanistan ile sadece adalar anlamında AB schengen yönetmeliğine göre vize serbestisi olduğu bilinirken Vali Canalp'in o dönemde "vizesiz gidilip gelinecek"demesi şaşkınlık yaratmış, Enez ile Yunanistan'ın İpsala sınır kapısı'ndan kara bağlantısı olmasının yatırımın hayalden öte geçemeyeceği yorumlarının yapılmasına neden olmuştu. Söz konusu liman derinliğinin 8-12 metre olmasının da söylenen sözün vaatten öte olmadığını gösteriyordu. Yolcu taşıması yapan benzer deniz araçlarının bu tür liman yerlerine 14 metre derinlikte girip yanaşabildiği konunun uzmanlarınca söylenmesine rağmen neden ısrarla liman yapıldığı merak konusu oldu.
Öte yandan denizcilikten anlayan konusunda uzman kişilerin ise Enez-Samothraki-Semadirek adasına feribot taşımacılığının zor olduğu, nedeninin ise Saros körfezi açıklarının yani Ege denizinin bir açık deniz olmasından dolayı şiddetli yan rüzgarları alabileceği bununda yolculuk açısından tehlikeli olabileceği vurgusu yapılıyordu. Ancak tüm bu olumsuzluklara rağmen ısrarla liman inşaatı ilerliyordu.
Ve bugün gelinen noktada Edirne Valisi Kürşat Kırbıyık 10 Ocak 2023 tarihinde düzenlenen bir toplantıda aynen şu ifadeleri kullanıyor ve diyor ki; “ Fiziki mekanın yapılmış olması sürdürülebilirlik açısından yeterli değil. Bunun görüşmelerini yapıyoruz. Bir yandan Deniz Ticaret Odaları Birliği bir yandan Çanakkale'deki Gestaş firması ile görüşüyoruz. Özel İdare’nin şirketi orada taşımacılık yapan şirket. Bunun yük odaklı mı, olacağı yolcu taşıma odaklı mı olacağı, turizme endeksli mi olacağı. Önce bunların daha da netleştirilmesi lazım. Ona göre de adımlarımızı atacağız. Alt yapı zaten hazır. Üstüne koyacağımız 3 tane prefabrik bina. Geri kalan iş bir gümrük binası, bir pasaport kontrol noktası yapmamız yeterli. Ama önemli olan o bağlantıyı sağlayabilmek. Karşıda nereyle çalışacağız, nasıl çalışacağız şu anda arkadaşlarımız onunla ilgili çalışmalarını sürdürüyorlar? Sürdürülebilirliği gördüğümüz anda adımları atacağız. Ama şu ana kadar o seviyeye gelemedik”diyordu.
Yani bir plansızlık ve programsızlığın o dönemde yaşandığını ifade etmeye çalışıyordu vali Kırbıyık…
İnanıyorum ve umut ediyorum ki Vali Kırbıyık bu işin rantabıl olması için yeni hamleler ve devletin parasının heba olmaması için müdahaleler yapacaktır. Yoksa şu an itibarıyla suya gömülen milyonlarca lira ve gırgırlarla trolcülere yapılmış bir rıhtımdan öteye gidilmeyecek.