2022 Edirne yılı olması asabiyle bu yıl etkinliklere gark olacağımızı söylemişti şehrimizin emini. Aman ne etkinlik. Listeyi açıp bakıyorum körlerin sağırların birbirini ağırladığı, birilerinin eşşek yükü ile para kazandığı yada kazandırıldığı bir sürü etkinlik. Etkinliklerin temaları hep aynı. Sağdan alıp sola, soldan alıp sağa koymak gibi bir şeyle insanları kandırmaktan, adına festival demekten başka bir şey değil…
Elimizdekini geliştirmiş bir şeyler katmışız da yeni yeni festivaller üretme derdindeyiz. UNESCO Somut olmayan Dünya Kültür Mirası Listesinde yer alan Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri için her yıl bir toplantı yapılarak “bir sonraki yıl daha iyi olacak” dediğimizin bu yıl kim bilir kaçıncısı ve inanın her yıl daha kötü bir Kırkpınar seyretmek ve etkinlik anlamında özünden saparak daha kötüye bir gidiş görmek bizleri hem üzüyor, hemde düşündürüyor.
Bando Ciğer Festivali eyvallah, hadi bir iki etkinlik daha ama canı sıkılanın birilerine hepte aynı kişilere para kazandırılan bir mecra haline getirmek ve adına festival demek inanın sıkıyor…
Harcanan paralara bakıldığında, belediyemizin bu kadar harcama yapmasına anlam veremiyorum. Halkın ilgisini çekmeyen, katılımın olmadığı, taşıma su ile zorla değirmen döndürülmeye çalışılan ve personelden başka kalabalık bir izleyicisi olmayan bu etkinliklerin biraz azaltılması, masrafların kısılması en büyük temennimiz…
Belediyecilik anlamında şehirde bir takım hizmetlerin dışında vatandaşın kentte belediye olup olmadığını sorgulamaları, olası bir arıza veya sorun durumunda araya hatırı sayılır adam sokmadan işlerin yürüdüğü bir belediyecilik hizmeti maalesef yok. Patlayan suların aylarca boşa aktığı, kanalizasyon arızalarının bireysel başvurularla çözümlenemediği bir belediyecilik anlayışı ile vatandaşlar karşı karşıya. Patrona sorarsan her şey süt liman…
Kendi oturduğum sokak üzerinde aylardır yapılamayan, yapılsa bile aynı yerden defalarca oluşan su arızası, yerin altından kaynayan kanalizasyon sızıntıları maalesef ki çözülemeyen yada çözümlenmek istemeyen sorunlardan sadece bir kaçı. Kentin dört bir yanı bu şekilde… Ana mahalleler göz boyamak için ideal ama ara sokaklar, kenar mahalleler Allaha emanet! Bozuk olan, yapılamayan, her defasında çöken yollar, kaldırım taşlarının, moloz yığınlarının yol kenarlarında beklediği, kaldırımlarda otların ormana dönüştüğü bakımsız, belediyecilikten uzak bir şehir oldu Edirne. Evet alt yapı ama; elinize, yüzünüze bulaştırdığınız, yükleniciyi bıktırdığınız, kaşla göz arasında su ve kanalizasyonu bile özelleştirdiğiniz ama belediye personelini kullandığınız bu çalışmalarda sınıfta kaldığınızı kabul etmelisiniz…Yarın sabah arabamıza atlayarak cadde ve sokakları gezmeye varsanız sizlere bir değil, yüzlerce sorunu gösterebilirim. Tatlı tatlı uyardıklarımız sadece bir kaçı. Kabul edin… Beceremiyorsunuz! Çünkü iş yaptıramıyor, personeli istediğiniz gibi kullanamıyorsunuz. Askerden çok komutanın olduğu personeliniz arasında kimler yok ki? Siz hala kalkmış, festival yapacağım diyorsunuz. Siz önce kenti toz, toprak, çamurdan kurtarın, iş yaptırın, işi hızlandırın, parayı ödeyin sonra kalkıp festival yapın. Pandemi elinizi kolunuzu bağladı. Sadece dezenfekte, maske, el ilanı, kurtarmadıysa bilemem…Bu aralar fazla açılmayın da bütçe açık vermesin. Zaten borç almış başını gidiyor. Önce kenti toparlayalım, sonra festivallere bakarız demeniz lazım.
Burası ne Rio, nede Sao Poulo. Edirne ile özdeşleşmiş festivaller yapın. Edirne markalarını öne çıkartın. Allah’tan bandomuz varda her işten alnının akıyla çıkıyor, milleti eğlendirmeyi başarıyor bütün festivallere damgasını vuruyor.
Ha bu arada yazmadan geçemeyeceğim… Kırkpınar akreditasyonumu yapmadınız. Canınız sağ olsun. Basındı, özgürlüktü, eleştiriydi, demokrasiydi sakın bir yerde demeyin, konuşmayın. Sizin birbirinizden farkınız yok aslında…Siyahla - beyaz havasındasınız ama bulanıksınız…
O kadar borcu varken emniyete hangi kaynaktan aktarılan para ile sıfır araç alıp törenle teslim etti? BNeyin neşeliydi bu araçlar