Yaşadığımız kentin sorunsuz bir kent olması elbette hepimizin ortak istediğidir.İnsanlarıyla,doğasıyla,binalarıyla,cadde ve sokaklarıyla yaşadığımız bu kent her şeyi ile bizimdir ve bize aittir.Önemli olan bu kente ne kadar sahip çıkıyoruz bunu bilmektir?
Tabii ki kentimizin sorunları olduğu kadar sorumluları da var! Hep eleştirdiğimiz,her gün yollarında yürüdüğümüz,suyunu içtiğimiz,havasını soluduğumuz,adeta bir bütünü olduğumuz kentimize ne kadar sahip çıkıyoruz?
Her şeyi yerel idarelerden bekliyoruz! Öyle bir rahata alıştık ki,yağan her yağmurdan,kırılan her daldan,düşen her kiremitten,patlayan her araç lastiğinden,ishal olan her bebekten,kesilen elektrikten her şeyden ama her şeyden neredeyse Belediyeyi sorumlu tutacağız…
20 yıldır bu kenti yönetenler hala kalmış utanmadan “geri geleceğim” diyorsa o zaman görevi devralan yeni Belediye Başkanına bir bakmak lazım.
Kaldıki "geri geleceğim" diyenler asla gittikleri yerden geri gelememişlerdir.Sen nereye geri geleceksin?İmardan rant elde etmeye,kenti parselleyip zenginler yaratmaya cebini doldurmaya,imar katline çanak tutmaya mı geri geleceksin?
Yaptıkları ortada! “Enkaz devraldık,borç batağındayız,paramız yok!” gibi klasik lafları ağzından hiç duymadığımız Recep Gürkan, aslında göreve geldiği günden buyana pislik temizleme işi ile meşgul…İnanılmaz sorunlar üst üste geldi.Keyfi keder işe alınan çok sayıda kişiyi ve bunların sorunlarını bir anda kucağında buldu.Esnafa yaptırılan işler ve bunların ödenmeyen faturaları,ödenenlerinde fazla fazla ödenmiş olması,belediyenin kasasının birileri tarafından babasının kasası gibi kullanışmış olması ve bunlara çanak tutan personelin hala elinin altında olması Recep Gürkan’ı atacağı adımlarda daha temkinli olmaya itiyor.Bir yıldan fazla olduğu görev süresince çok ciddi dedikodular,asılsız iddialarla gündeme gelse de,bertaraf etme konusunda gösterdiği akılcı manevralar, ağızlarının suyu akan ve maması kesilen bazı grupların işine gelmese de,Gürkan yolunda emin bir şekilde yürümeye devam ediyor.Yanlışı yok mu?Çookkkk….Eksiği yok mu? Sürüsüne bereket.Ama bunlar bu kadar pislik kokan bir çöplükte çok normal olan şeyler.
Edirne küçük bir yer ve herkesin öyle yada böyle birileri ile bağlantısı var.Geçmiş yıllarda aynı kabı pisleyenlerin bugün aynı kaptan yemesi kedi ile köpeğin hırlaması gibi gözükse de,öyle bazı şeyleri bir dokunuşta yıkmak kolay değil.
En başında yapacağım dediği şeyleri bugün hala yapamamış olması, mesela ha bugün ha yarın “ihanet içinde bulunanları işten çıkaracağım.Geçmiş dönemde yanlışa imza atan memurlar için gereğini yapacağım” demesine rağmen bir şey yapmaması, bağlantıların ne kadar yakın olduğunu veya kimseyi kırmamak ve ekmekle oynamamak adına olduğunu gösteriyor.
“Ben olsam” yanlış yapanı,ihaneti açıkça yapanı bir dakika tutmam diyeceğim ama; ben değilim… O Recep Gürkan….İşini bilir.Önümüzde Kırkpınarlar var.Genelde her Kırkpınar sonrasında belediyede bir operasyon olur.Sabote etmek isteyenler veya başarıya gölge düşürmek isteyenler olduğu için Kırkpınarlar sonrasında bir kıyım beklenir.Bekleyip göreceğiz…Bazı şeyler düzelmezse buradanda açıkça yazacağımızın bilinmesini isterim.
Geçen yazımda yazdığım gibi geçmiş dönemin hataları faturalandırılması yapılanlar yapanın yanına kar kalmamalı.Eğer kar bırakılıyorsa demek ki kap aynı kap ve “kap’ı alan gidiyor…
Edirne imarına kıyanlar,adice ve şerefsizce verdiği ruhsatlara rağmen,yolsuzluğa göz yumanlar hala oralarda görev yapıyorsa o zaman değişen bir şey yok demektir.
Geçtiğimiz günlerde yanıma gelen bir şahıs,imarla ilgili rahatsızlıklarını anlattı.Bir süre dinledim.İmarda bulunan bazı kişileri kötüledi,işlerine engel olunduğunu söyledi.İyide “zaten işlerin usulüne uygun değildi!”diyesim vardı ve geçen dönemde “her şey istediğin gibi olurken sesin çıkmıyordu!Şimdimi sesin çıkmaya başladı?” deyince sesi soluğu kesildi.
Önce kapımızın önünüz temizleyeceğiz.Ama belediye önce bunu bizi söyleyeceğine içini temizleyecek.Kentte yaşayan bir tek fert bile belediye ile ilgili olumsuz yorum yapamayacak ki o zaman ben bazı şeylerin düzeldiğine inanırım.Yoksa dediğim gibi aynı tas aynı hamam.Sadece tellaklar değişti.
Vatandaş olarak her şeyi belediyeden de beklemeyeceğiz.Yağmur yağdığında alt yapı tıkanıyorsa,sesimizin çıkmadığı 20 yıla bakıp ona göre eleştireceğiz.Dün sesi çıkmayanlar bugün sesini çıkarıyorsa bunlar maması kesilenlerdir.Dün sesi çıkıp bugün sessiz kalanların ise elbet bir bildiği vardır! Biraz daha bekleyelim derim….Çünkü pehlivanlar daha çayıra çıkmadı.Cazgır cazgırlığını yapmadı.Pehlivanlarda kispete,davulcu davula vurmadı.