1930 yılında İtalyanlar tarafından yapılan ve jeneratörler vasıtasıyla 1980 yılına kadar Edirne’nin elektrik ihtiyacını karşılayan Tarihi Elektrik Fabrikası’nın “Kültür Merkezi ve Nikah Salonu” olarak hizmete açılması sonrasında Bakanlık Müfettişleri soluğu Edirne’de aldı.
Edirne Belediyesi’nin prestij projelerinden olan ve Belediye Başkanı Recep Gürkan tarafından hayata geçirilen projeyle ilgili olarak İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin Edirne’ye geldiği ve incelemelere başladığı öğrenildi.
Restorasyon sırasında bazı grupların gelerek “burada Fatih Sultan Mehmed’in hocası olan İslam alimi Muhammed Bin Kutbüddin İzniki’nin türbesi” olduğunu söylemesi üzerine kamuoyunda başlayan ve bir süre gündemde kalan Türbe rivayetlerine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bizzat müdahil olduğu ve olayın araştırılması için müfettiş görevlendirdiği öğrenildi.
Gelen müfettişlerin türbenin varlığına dair inceleme yapacağı Belediye başta olmak üzere Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu ve Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nden raporlar istediği ifade edildi.
Söz konusu türbe konusuna ise Edirne Belediye Başkanı recep Gürkan açıklık getirmiş ve Edirne’nin 8 bin 300 yıllık tarihi kent olduğunu ve bu kentten birçok medeniyetin gelip geçtiğini belirterek “Bu muhteşem kentin altı bu medeniyetlerin, o kültürlerin temsilcilerinin kabirleriyle dolu. Bu içinde bulunduğumuz bölge, 1400’lü yıllarda Tatarhaniler Mezarlığı olarak bilinen bir bölge. Bazı vatandaşlarımızın hassasiyetleri var. Çokta haklılar. O vatandaşlarımız burada herhangi bir mezarlığının ruhuna, yapısına aykırı bir şey olmaması için mücadele ettiler. Bu bölgede Edirne Müzesi tarafından tam 4 kez kazı yapıldı. 4 kazının hiçbirinde de önemli bir zattın ve Muhammed Bin Kutbüddin İznik’i Hazretlerinin mezarının olmadığı ispatlandı. Eğer olsaydı ilk ben sahip çıkar, türbesini büyük bir mutlulukla yapardım. Çünkü Edirneliler, bazılarının sandığı gibi dinden çıkmış yada dini hassasiyetleri olmayan insanlar değildir. Edirneliler, Balkan, Rumeli çocukları tam aksine bütün geçmişleri boyunca İslam dinini korumak adına bedel ödemiş, can vermiş, zulüm görmüş insanlardır. İslamiyet’e, Müslümanlığa, Balkanlar’dan Rumelilerden daha iyi kimse sahip çıkamaz bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın”demişti.
Müfettişlerin raporu merakla beklenirken resmi belgelere göre türbenin olmaması ve restorasyonun tüm izinlerin alınarak yapılması karşısında bir sıkıntının yaşanmayacağı yetkili kaynaklardan edinilen bilgiler arasında yer alıyor.