Kimin tavuğuna “kış” dediysek, kimin kuyruğuna bastıysak “doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar” misali mesleğimizi engellemelere rağmen yapmaya çalışıyoruz. Düne kadar bizleri yanından ayırmayan, ama az biraz “tu-kaka” deyince, yanlışlarını gözler önüne serince ve doğruları kamuoyuna gösterince biz kötü olduk.
2017 yılından bu yana yaşadığım sıkıntılarda manevi olarak yanımda olduğunu düşündüğüm ve uğradığım haksızlıkları zaman zaman toplantılarında politik malzeme dahi yapan belediye başkanımız Recep Gürkan’ın bugün tarafıma uyguladığı akıl tutulması olayı sizlerle paylaşmak istedim. Zamanında AK Parti’nin geçmiş yöneticilerinin bir gazeteciden korkarak tarafıma uyguladığını yasaklamayı bugün her ne kadar AK Parti’nin İl Başkanı ve yöneticileri ile sayın vekili uygulamasa da sözde demokrasiden bahseden, özgürlük laflarını havada uçuşturan ama hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan dava açılmış olan ve bu davası hala devem eden, Sayın Recep Gürkan’ın yasakçı zihniyeti inanın parti genel merkezi ve Sayın Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun özgürlükçü tutumuyla hiç mi hiç uyuşmuyor, çelişiyor.
Basın özgürlüğü ve demokrasiden her dakika söz eden Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun aksine Belediye Başkanı, doğruları söylüyoruz diye bizi yasaklı kılarak aklınca diktatörce bir hareket içinde bulunuyor. Biz kent için doğruların ve doğru olanın yanındayız. Yalnız kaldığımı zaman zaman söylemiş olsa da kendisi dediğim gibi doğru olanın yanında olmam beni yalnızlaştırmaz, aksine siz düşüncede olanlardan uzaklaştırır.
Bugün CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Sayın Aylin Nazlıaka bir program için Edirne’mize gelmiş, görevim gereği bir gazeteci olarak kendisini takip etmiş ve Atatürk Kültür Merkezindeki programa da katılmıştım. Her şey güzel giderken yanıma Belediye Güvenlik Müdürü olduğunu bildiğim şahsıma da “ağabey” diye hitap eden Yunus geldi. “Ağabey seni salondan dışarı alabilir miyiz” demez mi! Hadde bakar mısınız! Aldığı yetki, güç ve kudretle beni aklınca salondan çıkartacak. Neden? Çünkü tarafıma uygulanan yasakçı zihniyetin uyguladığı bir kısıtlama var. Bende kendisine gereken cevabı vererek çıkmayacağımı, işimi yaptığımı söyledim. Biraz ısrar etse de bunun kimin söylediğini sorduğumda “başkan söyleme di”demesi talimatı kimin verdiğini açıkça gösteriyordu. Burada belediyenin değil Kadın Kolları Genel Başkanının bir programı olduğunu ve onu takip etmek durumunda olduğumu söyledim kendisine. Eğer gerçekten başkan böyle bir talimat verdiyse “yazık” derim geçerim. Amma; başkan değil de ayakların baş olduğu ayaklar bunu yaptırıyorsa o zaman birkaç çift laf ederim.
Her şeyden önce ayaklar bunu bana söyleyecek, kafalarına göre hareket edecek cesareti bulamazlar diye düşünüyorum. Hele yine Yunus denen jandarma’dan geçme memur kardeşim başkana sormadan aldığı eğitimden dolayı su içmeye bile gidemezken kafasına göre hareket etmez diye düşünüyorum. Şimdi buradan Sayın Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere şahsımın yaşadığı bu yasakla ilgili partide yerelde üç maymunu oynayan idarecilere seslenmek istiyorum. Basın özgürlüğü veya demokrasiden sakın ama sakın bahsetmeyin. Özgür basın başkanınızı oldukça rahatsız etti ki sırf makam arabasına kesilen cezayı yazdım diye dönemin Valisi Vali Canalp ve Emniyet müdürümüz ile sayın başkan kafa kafaya vererek ortak bir karar aldılar.
Konuyu fazla eşelemeyeceğim ama zamanı gelince bende içimi dökeceğim. Derdim şehrin seçilmişi ile kötü olmak, ona saygısızlık etmek değil. Ama bugün tarafıma yapılan bu hadsizliğe sessiz kalacak değilim. Eğer başkan talimat verdiyse boynum kıldan ince ve giderim sessizce. Ama eğer başkan değil de birileri kafasına göre bunu yapıyorsa tasmalarını gevşetmemesi dileğimle…Çünkü tasması gevşek olan it önce sahibini ısırır. Başkan Gürkan’ın meşhur bir sözü var! Ve her defasında da söyler… “Köpek dışarıdan havlayacağına bahçemde havlasın” der. Yani mamasını verirsin ve köpeği bahçende tutarsın…Başkanım; köpeklerin avlu dışına çıkıyor haberin olsun… Dikkat et bunlar yarın önce seni ısırırlar.
Siz bir de bu belediyenin emniyete neden sıfır araç aldığını araştırın? Neden ortak karar aldıklarını anlarsınız