Sözlük anlamına bakıldığında “İki yanı da bilenmiş bir çeşit bıçaktır”diyor. Sivri olmasının yanında iki tarafının da keskin olması onu anlamlı bir silah yapmaktadır. Ancak hançeri genellikle hainlik yapıldığına inandığımız olaylarda, konularda bir kelime olarak kullanırız.
Yaşadığımız ortamda birçoğumuz aramızdaki hain, iki yüzlü, çıkarcı, menfaatçi kişiler yüzünden bu kelimeyi sıklıkla kullanırız. “Arkamızdan veya sırtımızdan hançerlediler” gibi..
Tarihte de bunun en somut ve dilimize dolanan örneği sendemi Brutus’tür….
Brutus Sezar'ın en yakın arkadaşıdır ancak Sezar'ın önce saldırganlara karşı koymaya çalıştığı, fakat Brutus'u görünce, bu sözleri (Et tu, Brutus?) söylediği ve karşı koymayı bıraktığı bilinir.
Şimdi ETSO seçimlerinde de kaybeden taraf Recep Zıpkınkurt gibi görünse de kazanan Sezai Irmak’ta değildir. Resmi olarak öyle görünse bile 21’er oy almak ve oy pusulalarında ismi çizik diye seçim kaybetmek yani 21’e 20 oy almak kazananı belirlese de seçimin sonucu ortadadır.
Recep Zıpkınkurt ile Recep Gürkan arasında geçtiği söylenen ve Recep Gürkan’ın açık desteği ve iddiaya göre baskısıyla sonuçlanan bu seçimde Zıpkınkurt’un aldığı oy “hezimet” değil zaferdir.
42 kişi arasında 25 kişinin net oyunu alma hesabı yapan Zıpkınkurt’un 21 hatta 20 oy alması matematiksel bir hesap hatası değil tamamen insanların karaktersizliği ile alakalı bir durumdur. Seçime 24 saat kala yemek masasında oturup “beraberiz” nidaları atıp sandığa geç gelerek hesapları şaşırtmak elbette yakışık alacak bir durum değildir. Şimdi Recep Zıpkınkurt seçimi kaybetmenin üzüntüsünü değil, Belediye Başkanının baskısına rağmen elde ettiği başarının zaferine sevinmelidir. Bir şehrin belediye başkanı tüm enstrümanları kullanıp, zamanının büyük bir bölümünü bu seçime ayırır ve son gece 2 saat 24 dakika Sezai Irmak'a ait iş yerinde ve yanında yer alanlarla seçime açık destek verir ve girerse buna rağmem elde edilen sonuç başarıdır.Normalinde ezip geçmesi gerekirken sonuç ortada. Ama en önemlisi; hançeri saplayan o şerefsizin kim olduğunu bulmasıdır. ETSO öyle yada böyle yönetilecek ve Recep Zıpkınkurt’un listesinde yer alan isimlerin çoğunlunu oluşturduğu kişiler burada görev yapacaklar. Yani Meclis Zıpkınkurt’un Meclisi demek yanlış olmaz. Suat Bulut, Selahattin Kaya, Engin Bahşi, Aydoğan Akıncı, Kutel Nalçakan, Ümit Özel gibi isimler Zıpkınkurt’un yanında olanlar olup Meclise girmeye hak kazananlarken, Serdar Yalçıner, Tolga Hekimoğlu, Oktay Topalova ve Ali Taşdemir’de Zıpkınkurt’un listesinde olup TOBB Birlik Delegesi olmaya hak kazanan isimlerdir.
CHP’li Belediye Başkanı ve CHP’li bazı kesimlerin tam desteğini verdiği AK Partili Sezai Irmak ticari hayatı ile yanında 150’ye yakın kişi çalıştıran bir iş insanıdır.Kimsenin oda başkanlığını almasına itirazı yoktur. Lakin o koltuğa otururken Recep Gürkan’ın desteği ile oturduğunu da unutmaması gerekir. Yarın Gürkan bazı taleplerini ilettiği zaman “hayır” deme şansı yoktur. Bunu da zaman içinde göreceğiz… Ancak Sezai Irmak’ın Edirne’ye olan sevdası ve aşkını, doğruluğunu, ticari ahlakını en iyi bilenlerden biriyim. Buda bize yeter.
Eğer “hançer” meselesine gelirsek; hançeri sokan öyle hain bir planla bunu yapmış ki; seçim pusulaları üzerine atılan bir çiziğin seçimin kaderini değiştirebileceğini iyi hesap etmiş.
Düşünün kabinde iki pusula var ve siz Sezai Irmak'a oy atacak kişisiniz, elinizde kalem Zıpkınkurt'un üzerine bir çizik atıyorsunuz. Sizden sonra gelende kim olursa olsun bakmadan beyaz listeyi yani Zıpkınkurt'un listesini, yani üzeri çizili olan listeyi fark etmeden zarfa koyarsa alın size üzeri çizili bir oy. Yani pislik...
Hançer yerinden çıkmadığı sürece bir zararı yok. Hançerden ziyade bunu kimin soktuğu şu an daha önemli. Çünkü bilinçli bir müdahale, cerrahi bir operasyon ile hançer yerinden çıkar sokanda hak ettiğini bulur.
Birileri hesabı bozdu. O kirli el hançeri hem içerden birine sokturdu, hemde pisliğini orada bıraktı. Ellerini ovuşturanlar, çıkarlarının oluşacağını anlayarak zafer sarhoşu olanlar elbet yarın öbür gün ters düşerek hançer oyununu açık edeceklerdir.
Zaman her şeye gebe olduğu gibi seçim sonuçlarına bir itirazın gelmeside kaçınılmaz olabilir. Bıyıklarının altından sinsi sinsi gülenler eğer bu seçimi kaybetseydi bugün Edirne’de mi olacaklardı onu da bize zaman gösterecekti ama yine o zaman çok şeye gebe. Demedi demeyin… Az bekleyin…