Son haftalarda meydana gelen aşırı yağışlar kentte bir alt yapı sorununun varlığının üstte baya bir hissedilmesine neden oldu.Geçtiğimiz yıllarda İller Bankası tarafından yaptırılan ve belediye’ye “al kullan” denilen alt yapı, görüyoruz ki; adeta felç….
1970’li yıllarda DSİ tarafından Edirne’ye uygulanması düşünülen alt yapıyı siz kalkıp 2002’li yıllar yeni bulmuş gibi balıklama atlarsanız, “bu bizim alt yapımız olsun” derseniz böyle bocalarsınız! O dönemde kentin kazılmadık ana arteri kalmamış,cadde ve sokaklar delik deşik olmuş,görenleri hayrete düşüren alt yapı malzemeleri yerin altına konmuş ve artık su baskını yaşamayacağımızın ve caddelerim göle dönmeyeceğinin garantisi görüntü ile bizlere sunulmuştu.
Elbette, bazı cadde ve sokaklarda bu sorunlar ortadan kaldırıldı; ancak ummadık yerlerde alt yapı olmasına rağmen baş gösteren sorunların tamamen bilinçsizce yapılan kaldırımlardan,atılan asfaltların meyil’inin doğru yönlere olmamasından kaynaklandığı açıkça görülüyor.
Düşünsenize ortalama yağan bir yağışta çok sayıda caddemiz göle dönüyor,açılması için büyük uğraşlar veriliyor ve her defasında belli başlı kişilerin evleri veya iş yerleri hep aynı terane gibi sularla mücadele ediyordu.
Her şeyden önce inşaat halinde olan yeni yerleşim bölgesinin büyük bir bölümünün eski dere yataklarından olduğunu unutmamak gerekir….Yağan her yağmur sonrasında (ki bu yoğunluğa göre değişiyor) derelerin çağladığını görmek mümkün..İstimlaklar yapılırken,o bölgeler imara açılırken sadece işin rant kısmına bakıldığı için gelişi güzel binaların akıbetide her yağmur sonrasında böyle ortaya çıkıyor.
Her gün yeni binalar yapılırken,bunların hafriyatları büyük büyük kamyonlarla gelişi güzel ve yerlere dökülerek taşınırken bizim belediyenin bunlara seyirci kalması aslında işin başlangıcındaki arızayı bize gösteriyor.
Temel kazılarında yapılan hafriyatlar sonrasında her şeyden önce tonajlı kamyonlar sözde asfalt olan yollardan nakliye yaptığı için yollar çok çabuk çöküyor,alt yapı inanılmaz derecede zeminin hareket etmesinden dolayı zarar görüyor ve yağan yağmur sonrasında yollara dökülen bu malzemeler kanalizasyona doğru yağmur suyunun etkisi ile taşınıyor ve alt yapıda zaman içinde tıkanmalar yaşanmasına neden oluyor.Yani alt yapıdan su değil kum taşınıyor desek yeridir.
Belediye bu tür hafriyat alanlarında denetimi arttırmalı sıkıntıyı yani kanayan yaraya yerinde müdahale etmelidir.Hafriyat yapan araçların sahadan ayrılması durumunda inşaat sahası içinde araçların tekerleri yıkanmalı ve şantiye sahasının dışarısı ile bağlantısı tamamen kesilmelidir.Avrupa bunu böyle yapıyor!….
Bu arada belediye çalışanları,ama temizlik elemanları ama su ve kanalizasyon ekipleri biraz daha gayret göstererek bu tür rüsubatları yer üstündeyken süpürmeli ve temizlemelidir.Yağmur yağalı bir hafta oldu ızgaraların üzeri bugün bile hala kum,taş,naylon ve çöplerle kapalı….
Evet yağan yağmurlara dönecek olursak belediyenin adeta sınıfta kaldığını çok net bir şekilde söyleyebiliriz.Göreve geldiği günden buyana durağan bir dönemde olduğunu gördüğümüz ve büyük umutlar bağladığımız Belediye Başkanı Recep Gürkan bu konulara biraz daha fazla eğilmeli.Her yağmur sonrasında gözle görülen aksaklıklar aslında yapılacak basit müdahalelerle ortadan kaybolacak gibi gözüküyor.Şimdi bahane çok.. “Eee canım çok yağmur yağdı!”Bunlar bahane olmamalı…
Örnek vermek gerekirse; Kipa karşısında bulunan yol ve her yağmurda adeta göl olan cadde.Sadık Ahmet Caddesi.Yahu arkadaş buy caddenin alt yapısı önü gitmediği için tıkanıyor.Aç önünü gitsin.Nasıl mı? Meteoroloji gün öncesinden sağanak yağış uyarısı diye kendini yırtıyor.Git kanalizasyonlara aç, bak temizle o bölgeyi temizle bak bakalım tıkanma yaşanacak mı? Ama milletimiz de duyarsız.Yere attığı kağıt,çöp ve benzeri materyallerde yağan yağmur sonrası kanalizasyonlara doluyor ve beklenen son kaçınılmaz oluyor.
Suni göletin doğusunda kalan Esentepe mahallesinde tüm ara sokaklarda geçtiğimiz aylarda elektrik alt yapı çalışması vardı.Yollar kazıldı,enerji hatları döşendi,sonrasında dolgu malzemesi ile kapatıldı.Her yağmur sonrasında o malzemeler cadde ve sokaklara saçıldı,çukurlar boşaldı,içleri su ile doldu, bunu fark edemeyen çok sayıda araç bu çukurlara düştü.Burada kabahat kimin?Elbette belediyenin.Zamanında kapatmayarak ,işi gevşek tutarak nasılsa kapatırız diyerek bu sıkıntıların yaşanmasına sebep oldu.Yağmur öncesi ve sonrasında belediyenin varlığı ve yokluğu tartışılır.Dilimizde tüy bitti…Çözüme dayalı bir belediyecilik anlayışından tamamen uzak bir belediye var.Çözüm odaklı değil sorun odaklı bir belediye.Şikayetinizi ileteceğiniz zaman bile “alo belediye” desenizde karşınızda muhatap yok.Muhtarlar dertli! “Sorun bildiriyoruz,çözümü konusunda geri dönüş yok.Zaman istiyoruz oda yok” dediklerinde bende mahalle bozuk muhtar ne yapsın diyorum ama yapacak bir şey yok.
Evet sayın başkan.Biraz kente eğilelim.Bu kenti beraber yöneteceğiz dediğinizde herkesin içine su serpmiştiniz.Ama görüyoruz ki, şu aralar bu kenti beraber yönetmekten ziyade birileri ile beraber yürütüyorsunuz galiba….