Her yazdığım yazı sonrası nedense birileri kendisini yazdığım gerekçesi ile yazımı üzerine alınıyor, “alı olan allanır mı?” desem, “yarası olan gocunur mu?” desem ne desem bilemiyorum. Ama, arkadaş gidip soluğu Savcılıkta alıyor. Savcılık da direk gereğini yapmak üzere devreye giriyor ve kendisinden tek bir satır dahi söz etmemiş olsam bile burnum yere sürtsün diye yada arkadaşın isteği yerine gelsin diye ifadeye çağırılıp gönderiliyorum…Zaten adını bu sayfalarda zikrederek sayfamı kirletme gereği bile duymam.
Bizde çok zaman kendisi ile ilgili konularda soluğu savcılıkta aldık,belge bile sunduk ama,soluğumuzu kesiverdiler.O ise iki parmağı arasında egzaması olduğunu savunarak, “Adaleti” kandırarak beraatini sağladı.Şikayet ettiğim dönemler oldu elbet.Ama bizim şikayetler hep boşa çıktı.Ceza aldığım davalarım oldu,fakat iddianameyi hazırlayan savcıdan tutun,bana cezayı veren bazı hakimlerin FETÖ/PDY soruşturması kapsamında meslekten ihraç edilmesi veya tutuklanarak cezaevine gönderilmiş olması aklımda Adalet anlamında soru işaretleri oluşmasına neden olmuyor değil….
Son yazdığım yazımdan dolayı ifade mi verdim.Adaletine inandığım kalan temiz savcılarımızın da bu konuda hakkımda hayırlısını yapacağına şüphem yok!
Şimdi arkadaşımızın beni şikayet ederken yazdığı bir satır çok dikkatimi çekti.Çocuk gibi mübarek.Neymiş; kendisi FETÖ/PDY konusunda boy boy haberler yaparken ben tek satır bile yazmamışım.Yani beni FETÖ yanlısı gibi yazarak Savcının gözü önünde beni karalıyor ve Savcılıkta bu iddiasına yer veriyor… (ya okuma yazman yok yada sen başka yerlere bakıyorsun. İnternet sitem başta olmak üzere, çalıştığım Tek Rumeli Tv ve NTV gibi Türkiye’nin en büyük haber kanalındaki haberlerime bakarsan görürsün.Sen kör müsün de görmüyorsun bunları? Açıkçası üzüldüm.
Akşam gazetesinde yazan “Edirne’yi fişlemişler!” başlıklı haber gözümün önüne geldi bir anda. O dönem bu habere hiç sesin soluğun çıkmadı. FETÖ yandaşı olmak hoşuna mı gitti, yoksa haberin maksadını mı biliyordun? Basın özgürlüğünü savunan ama meslektaşlarını mahkemelere yazdıklarından dolayı taşıyan zatı muhterem!...Haberde yani senin fişlendiğinin iddia edildiği noktada “L.K.(gazeteci):Cemaatle birlikte hareket ediyor.Yanında yer alınmalı,kollanmalı.” Denirken, benim için “ G.T.( gazeteci): Cemaate karşı, yabancı ülke istihbaratçılarıyla temasta. İstediklerimizi yapmayan biri,takip edilmeli,önü kesilmeli” deniyor ve ben bu konuda şikayetçi bile olmuşken, “beni kim dinledi,neden dinledi?” derken çok merak ediyorum,sen ne yaptın?
Ha bu arada senin adamın olduğunu tahmin ettiğim bir yazar var. Sürekli senin yanında dolaşıyor diye biliyorum.Bu arkadaş bir aralar bana aksettirdiği bir konuşmasında “Edirne’de bazı kişileri itibarsızlaştırmak üzere dönemin belediye başkanı, sen ve birkaç gazetecinin yurt dışından sahte İP ler alındığını,sahte hesaplar açarak, günahsız insanları taciz ettiğiniz iddiasında bulunuyor. (Örnek Gölge Adam) ve dahası…O zaman yapmak istese bunu yaparmış.Ne güzel be! Tamda FETÖ/PDY iddianamelerinde yer alan cümleler. “Sahte İP,sahte hesap,itibarsızlaştırmak”
O dönemde, senin bir şikayetinle FETÖ’cü polisler bilgisayarıma el koymuş,hakaret davası ile ilgili FETÖ’cü Savcının talimatı ile yine emniyette ifadem alınmış,ve hastaneye doktor raporu için götürülmüştüm.Hatta fotoğraflarım çekilip gazetelerde itibarsızlaştırılmam için çalışma yapıldığı bilgisi bile bana ulaştırılmıştı.Hatta seninle olan mahkemelerimizde almış olduğum cezalar bile yerine getirilmişken veya getirilecekken,yurt dışı çıkış yasaklarına maruz bırakılmam,yurt dışından gelirken alı konulmam,teminat göstermem yada ödeme yapmama rağmen evime icradan gelen memurların olması,bunların hepsi yıldırma taktiklerinin birer parçasıydı ve birileri, FETÖ’nün köpekleri bana oynanan bu oyunun parçalarıydı.
Şimdi bırak kalemim özgür kalsın.Şimdi bırak insanların onurları kırılmasın,şimdi bırak Edirne nefes alsın….