banner137
banner12

Temmuz 2017 tarihinden buyana yaşadığım mağduriyet ve tarafıma uygulanan yasaklar her ne kadar “sabrın sonu selamettir” dedirtse de;sabrımın kalmadığının bilinmesini isterim.Düşünsenize üzerine kabus gibi çöken bir grup var ve bu grup sizin yok olmanız için elinden geleni yapıyor.Adeta bitmeniz için mücadele veriyor. “Başaramayacaksınız!” deyip geçiyorum ama bazı şeylerin bilinmesi içinde yazmak istiyorum.

2017 yılı Temmuz ayı sonrasın da Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret etmememe rağmen, hakaret etmiş gibi bir işleme maruz bırakılmam,yargı tarafından iyi niyetim kötü niyet gibi algılanarak ceza almam o günden bu güne içime sindiremediğim bir konudur.Cumhurbaşkanımızın şahsına olan inancımı dile getirdiğim bir paylaşımım başıma adeta bela oldu.Dönemin Edirne Valisi Günay Özdemir çalıştığım kurumları arayarak ekmeğimle dahi oynadı.Neymiş; Cumhurbaşkanımıza hakaret eden bir kişi ile çalışmak istemiyormuş.Neymiş; bayrak direği konusunda yaptığım paylaşım hoş olmamış mış!Ne o bayrak direği, nede Cumhurbaşkanımız ile olan paylaşımımda zerre art niyetim yoktu.Bayrak direğine şanlı bayrağımızı asmayanlara mükafat verdiniz, bize ceza.Ama ne mutlu ki size şanlı bayrağımızı oraya astırtan da benim…

Makama çağırtıp helallik istediğiniz o an gözümün önünden gitmiyor.Hakkımı helal etmediğim için gelen valimize de benim yasağımın devam etmesi konusunda miras bıraktığınızı tahmin ediyorum.

Evet 2017 yılından bu yana Edirne Valiliğine giriş yasağım var.Evet 2017 yılından bu yana akreditasyonum yapılmıyor.Evet 2017 yılından bu yana protokol listesinde yokum. Evet 2017 yılından bu yana Valilik toplantılarına veya yaptıkları etkinliklere katılamıyorum.Çünkü yasaklıyım.O yetmiyor muş gibi Trakya Üniversitesi rektörü Prf.Dr.Erhan Tabakoğlu ile ilgili yaptığım ve haklı olduğum bir haberden dolayı da ceza aldım.Hem de manevi tazminat cezası.Onun da istinaf mahkemesine itirazını yaptım, bozulacağına olan inancım da tam.Yaptığım haberde Cumhurbaşkanımıza hakaretler eden, 2017 yılında bir suikast ile öldürüleceğini söyleyen, 15 Temmuz hain darbe girişiminin senaryo olduğunu her fırsatta Bulgar yazılı ve görsel medyasında,canlı yayınlarda dile getiren, ve kendisini bilgilendirmeme,uyarmama rağmen Bulgar Profesöre plaket veren ve bunu da resmi web sitesinde yayınlayan rektör’e madalya verilirken bize ceza veriliyor ve bu yetmiyor muş gibi “nasılsa valilik yasak koydu.Bende koyayım” diyerek üniversitede şahsıma aynı yasaklamaları uygulamaya koydu.

Bu yasakların ortadan kalkması için bizzat dönemin Edirne Milletvekili ve Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’na,İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu’ya,Edirne Milletvekili Rafet Sezen’e,İstanbul Ak parti Milletvekili Aziz Babuşçu’ya,Hüseyin Bürge’ye,dönemin Başbakan yardımcısı şimdiki Bursa milletvekili Hakan Çavuşoğlu’na ve daha sayacağım bir çok kişiye yüz yüze iletmeme ve olumlu cevap almama rağmen sonucu bir türlü olumlu alamadım.

Sığınacak dallar tek tek ya kırılıyor yada konu karşısında elleri kolları bağlı kalıyordu.Edirne Ak parti il başkanı İlyas Akmeşe’ye defaten söylememe ve çözeceği yönünde cevap almama rağmen bir engelinde oradan gelmesi ve Ak parti basın toplantılarından,etkinliklerinden yasaklanmam benim inancımı tamamen yok etmişti.İlyas Akmeşe’nin neden yasaklıyım soruma verdiği cevap ise bir hayli ilginçti! Bir meslektaşım (ki ben buna meslektaş diyemem) güya Akmeşe’ye giderek (ismi bende saklı) “bak o adamı basın toplantılarına alırsan seni manşet haber yaparım. Cumhurbaşkanı’na hakaretten ceza almış birisini toplantılara alıyor diye seni haber yaparım”dediğini söyledi.Yani adam il başkanını açıkça tehdit ediyor ve bizim başkan buna boyun eğiyordu.Sonuçta kimden medet umduysam kapılar kapalıydı.

Yeni gelen Edirne Valisi Ekrem Canalp’e yasaklılık durumumun devam edip etmeyeceğini, görüşmek istediğimi sorduğumda ise kendisinin de aynı cevabı verdiğini öğrendim.Yani devam kararı vardı.Peki sormak isterim.ben ne yaptım da bu kadar yasaklıyım? Vatan haini miyim,vatana ihanet mi ettim? Neyse ki vatan sevgimi kimseyle tartışmam,tartıştırtmam da!

Tüm bu yaşadığım olayları CİMER’e defaten aktardım ama sonuç hep kocaman “sıfır” oldu.Belki sayın Valimiz Erkem Canalp’in haberi yoktur diye düşünerek buradan şunu da paylaşmak isterim.Sayın Valim CİMER’e yaptığım bir başvurum da,valiliğiniz bünyesinde gelen cevap beni çok şaşırttı.Aynen paylaşıyorum… Sayın GÖKHAN TUZLUDAN,

T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER)’ ne 10.07.2018 tarihinde yapmış olduğunuz 1801173301 sayılı başvurunuz 03.10.2018 tarihinde MÜLKİ İDARE AMİRLERİ ATAMA ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ tarafından cevaplanmıştır:

Sayın Gökhan TUZLUDAN,

1801173301 sayılı başvurunuzla aynı konulu 1701551255 bimer başvurunuz üzerine Edirne Valiliğinden alınan cevabi yazıda sosyal medya paylaşımınız ile ilgili olarak hakkınızda Edirne Cumhuriyet Başsavcılığınca adli tahkikat başlatıldığı ve henüz sonuçlanmadığı, ayrıca Valilikçe uygulanmakta olan cezai bir durumun söz konusu olmadığı bildirilmiştir.

Bilgilerinize sunulur.

Başvurunuz ile ilgili tüm işlemleri CİMER’in internet adresinden takip edebilirsiniz.

Altını çizdim ve koyu yazdım.Eğer bana yasak yoksa neden 2 Kırkpınar’dır akreditasyonum yapılmıyor?Neden hala basın toplantılarınızdan yasaklıyım?Neden hala sizin nazarınız da hiç sayılıyorum?Lütfen bu konuda bir cevap verin.Ya CİMER yanlış yazdı, yada sizinkiler yanlış cevapladı..

Ve son çare olarak Cumhurbaşkanımıza yazma gereği duydum.Seçimlerde Edirne’ye geleceğini bildiğim için özenerek sorunlarımı özetlediğim bir mektup yazdım ve Edirne ziyareti sırasında baş korumasına bir,kendisine de otobüsün önündeyken bir zarf verdim.Ceketinin iç cebine koyduğu mektubumla ilgileneceğini söyledi.Belki Ak parti saflarında şahsıma kin güdenler bu hamlemi hesaplamamıştı ama mazlumun yanında olan insana ulaşmak işte bu kadar kolaydı.Sizlere ulaşmak kadar zor değil!

İki gün önce grup toplantısında yaptığı babaç konuşma,kucaklayıcı çağrısı ve mübarek Ramazan ayı içerisinde kimseyle küs,dargın,kırgın olmayalım çağrısı üzerine bu yazıyı da yazmış oldum.Ayrıntıları anlattım.Hala benim bu sürecim de bir düzelme olmaz, devam ederse artık kalan inancımı da yitirmiş olacağım.Bu işe tek çözecek Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır.Bir vatandaşının nasıl mağdur edildiğini,nasıl ötekileştirilmeye çalışıldığını bilmesini isterim.Teşkilatlarının kapılarını kapattığı,devletin Valisinin kapısını çalmama rağmen görüşme taleplerimize cevap vermediğini bilmesini isterim.Elbette bu ülkede hukuk var.Ama her şeyden önce ilahi adalet var.Bana bu oyunları yapanlar,buna çanak tutanlar bu mübarek Ramazan ayında bir sevap işlesin de vatandaş devleti ile barışık olsun….

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.