Bulgaristan’ın elinde bulunan 24 adet irili ufaklı baraj maalesef bizlerin nehir taşkınları ile karşı karşıya kalmasına neden oluyor.Yıllardır aynı sorunlarla boğuşup duruyoruz.Su seviyesinin artmaya başlaması ile ilk önce Meriç nehrinin ve ardından Tunca nehrinin yatağında çıkması hali ile bu nehir kenarında bulunan bazı işyerlerini ve ekili tarım alanlarının sular altında kalmasına neden oluyor.
Ancak son birkaç taşkın ve öncesine biraz göz atacak olursak sorunun kaynağının Arda nehri olduğunu hatırlatmakta yarar var.Bulgaristan’ın Kırcaali ilinden doğan Arda nehri aslında kuru ve cılız bir nehir.Kuru derken hemen gözünüzün önüne küçük bir nehir gelmesin.Tunca nehri ile aynı ölçekli, ancak yan kollarından gelen sularla birleştiği zaman,hele yine yağışlı havalarda geniş yatağından akan sıradan bir nehir gibi.Fakat coğrafi yapı itibari ile müsait olan havza istediğiniz noktaya baraj yapma imkanı sağlıyor size.Mesela;Arda nehri üzerinde kurulu olan 3 adet baraj var.Bunlar sırası ile bize doğru saymak gerekirse Kırcaali,Soğuk Pınar ve İvaylovgrad (Ortaköy) barajları.Üçünüde aslında Kırcaali barajı besliyor.Yani baraj önünde baraj var.Normal şartlarda derinliği baraj olmasa 1-
Bu taşkınlar ne ilk nede son olacak.Nehir yatağından çıktığı zaman taşkın sahsı içinde ilerleyen üç nehrin birleştiği bir alan oluşuyor.Devlet taşkın sahası olarak belirlediği yerde yerleşim veya iş yeri olmasına sıcak bakmıyor ama zamanında verilen izinlerle bunlar açıkça ihlal edilmiş durumda.Zaten su altında kalan bu yerlere tarlada olsa devlet yardımı yapılmıyor sigorta şirketleri bile sigorta yapmıyor.
Şimdi Bulgar dostlarımızla oturulup konuşulsa adam gibi baraj su seviyeleri dolu savak noktasında değil,üretim rezervinde tutulabilir. (ki bunu bir ara 3-5 sene uyguladık”
Bunları yapamıyoruz,kalkıyoruz; kanal projesi adı altında bir proje yapmaya çalışıyoruz.Hemde 100 milyon dolarlık….
Geçtiğimiz günlerde Orman ve Su işleri Bakanımız seçim üstü seçmenin ağzına bir parmak bal çalmak adına bu projeyi onayladı. Şimdi cahil aklımızla yorum yapalım, bakalım bu kanal projesi ne kadar verimli olur yorumu sizlere ve bu işi bilen teknik uzmanlara bırakalım.
Vali Dursun Ali Şahin’in yaptığı açıklamalara bakılırsa
Şimdi ilimizin deniz seviyesinden yüksekliği ve diğer veriler hesaplandığında Bulgaristan’dan doğup ilimiz sınırları içinden geçerek,Saroz körfezine belli bir eğimle dökülen Meriç nehri için aslında bu kanal projesinin çok büyük bir artısı olacağını düşünmüyorum.Bildiğim kadarı ile Arda ve Meriç nehri belli bir eğimle geliyor ve bu eğim ilimiz topraklarında neredeyse 10 binde 1’e kadar düşüyor.Yani gelen kumların adacık oluşturmasından belli.İniş ve çöküş…
Kanalı açtık,suyu aldık Bosnaköy arkasından tekrar Meriç’e saldık.Hani bunun eğimi?Hani bunun derinliği? Yani kısacası Meriç nehrinin kodunun üzerinde olması lazım ki; bay pas sağlıklı olsun!Kanalın yatağının geçeceği alanın zemini tamamen sulak bir araziden oluşuyor.Yani 4-5 metrede suyun çıktığı yerler var.Buda demek oluyor ki; bu seviyenin altına inersen (ki inecekleri söyleniyor) işte o zaman sıkıntı başlar.Zeminden su çıkar ve bu kanalı yapan arkadaşların hiç mi hiç işine gelmez.
Yani kısacası kanal işi benim aklıma pek yatmadı!
Neyse bekleyip göreceğiz! Birileri bu işten ekmek yiyecek.100 milyon dolar harcanacak ve birileri kazanacak.
Taşkınlar için yapılan en akıllı işi zaten Yıllar önce Merhum Menderes yapmış.Allah razı olsun…Şimdi ise hükümetimiz yaptığı yeni köprü ile en akıllı işi yapıyor ama kanal bana pek akıllıca gelmiyor…..