Evet; “ne Kakavay dı be!” Dedirtti bize….
Aylar öncesinden otellere yapılan rezarvasyonlar,gelecek kişi sayısının aşağı yukarı belli olması nasıl bir Kakava geçireceğimizin habercisiydi…
Son yıllarda giderek artan ilgi karşısında her yıl aynı teranenin yapılıyor olması,bir değişikliğe imza atılamıyor olması aslında bizleri üzüyor.Elimizde bulunan bu büyük fırsatı tıpkı tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri gibi heba ediyoruz.Elimizde ne varsa iyileştirmek için değil panayır havasında tutmak için uğraşıyoruz…Hoş beklide böylesi daha iyi,özüne fazla dokunmak iyi değil ama bence böyle olmamalıydı.
Her ne kadar “60 bin kişi” denilse de,rakam biraz abartı gibi geliyor bana….Otobüsler,turlar,arabalar neredeyse Edirne’ye oradan da Sarayiçi’ne aktı.Trafiğin adeta yer yer durma noktasında geldiği Edirne’de Emniyet Müdürlüğü Şehir İçi Trafik ve Denetleme Şube Müdürlüğü ekipleri ve Müdürü can pare bir şekilde çalıştılar.Olmayan park alanlarını yaratmaya çalışarak belli ölçülerde tolerans dahi göstererek o mahşer gününü atlatmaya çalıştılar.
Kakava ateşinin yakılacağı zaman dilimi yaklaştıkça millet etkinliğin yapılacağı alana olan Sarayiçi alanına akın etmeye başladı.3 ton meşe ağacı ile hazırlanan Kakava ateşi etrafında oluşturulan çemberin civarında en iyi yeri kapmak için çalışan vatandaşlar yerlerini aldılar.Müzik,eğlence,Çingene ne ararsanız vardı alanda.Eline içkisini alanın sağa sola yalpaladığı,üçlü beşli grupların vatandaşlardan para toplama hareketleri beklide görmek istemeyeceğimiz çirkinliklerin başında geliyordu.
Tunca nehrinin çevrelediği alana Fatih ve Kanuni köprüleri haricinde giriş olmaması,Fatih köprüsü tarafının kapalı olması yoğunluğun Kanuni köprüsü tarafına akmasına bununda tıkanıklığa,zaman zaman izdihamın yaşanmasına neden oldu.
Ateşin geç yakılması,sahnede eğlencenin yapılması konuşmalar ve diğer gösteriler insanları her ne kadar sıktıysa da yinede ateşin yanması bütün dertleri,sıkıntıları unutturmuştu.
Saat 15 itibari ile ateşin başına toplanmaya başlayan gruplar aslında kentten erken ayrılmaya başlamış,19:00 gibi ateşin yakılması ve sonarsında ateşten atlanması ateşin durulmasının beklenmesi falan derken millet ortalama 6 saatini Sarayiçi alanında geçirmek zorunda kalmıştı.Kanuni köprüsünün tahliye konusunda sıkıntı yaratması,Polisin düzen getirmek yerine vatandaşları yüksek sesle azarlaması hoş olmayan görüntülerin yaşanmasına neden olmuştu.
Aslında ateş saatinde yakılsa,sahne olayları ateşin yakılması sonrasına bırakılsa ve o gelen insanlar tekrar şehre gelip alış verişini yapsa ve dolaşsa esnafın kasasına artı yaratabilirdi.Çok kişi umduğunu bulamadığını söylerken,eleştiriler bir hayli fazlaydı.Tuvalet olmaması,giriş çıkışların sorunlu olması en çok eleştirilen konuların başında geliyordu.
Sabah olduğunda ise Tunca nehri kıyısında toplanma ritüeli ve Çingenelerin suya girme yada girdirilme görüntülerinin aranması,alkolün tavan yapması aslıda bir nevi bazı rezillikleri de öne çıkartıyordu.Fotoğraf sanatçısı ve basın mensuplarına veya vatandaşlara para karşılığı poz veren,parasını alamadığında ise hır gür çıkartan bazı grupların bir daha bu alanlara alınmaması en doğru hareket olabilir.
Alkolün su gibi aktığı alanın Balkan şehitliği olduğunu unutmamak gerekir.Şehitlerin manevi ruhlarını hatırlamak gerekir.Alkolü alıp,o toprağa işeyen,ecdadının kemiklerini sızlatan bu ve benzeri etkinliklerde daha hassas olunmalı diye düşünüyorum.
40-50 bin kişiyi getirip onlara bir şey sunamamak çok hoş değil.Üç,beş göbek attırmak,sahnede danslar yaptırmanın ötesine organizasyon olarak geçilmeli.Kırkpınarlar gibi Kakava içinde bir heyet oluşturulmalı,ama Kırkpınar’da olduğu gibi laf olsun diye oluşturulmamalı.
Sonuçta; Kakava Edirne ekonomisine ciddi bir gidi sağlamıştır.Ciğerciler,bademezmeciler,hediyelik eşya satıcıları,lokantalar paraya gark olurken,yer yetmemesi,insanların mağduriyetleri bize ders almamızı gerektirmiştir.
Bu yüzden şimdiden “Kakava
Eline Sağlık Gökhan. Harika bir yazı.