Kim ne derse desin! Parasızlık,çaresizlik,imkansızlık.Bunlara sığınarak toplumun yaşam düzenini bozuyorsanız bence bunlar mazeret olmamalı. Yolda elinde,belinde silahla kamu düzenini bozarak,havaya ateş açarak ,insanları rahatsız ederek kendilerini mafya sanan,kendi iç hesaplaşmalarını silahlarını konuşturarak çözmeye çalışan ve bunu yaparken masum halkın arasında adeta terör estiren birkaç itin son günlerde sayılarının Edirne’de arttığını hepimiz görüyoruz.Bu tür olayların artması, yaşanması halk arasında hemen “polis iş yapmıyor” yorumlarının yapılmasına neden oluyor.
Bugün bazı tartışmaların artık geçmişte olduğu gibi iki yumruk veya bir Osmanlı tokadı kavgası ile bitmediğini hepimiz biliyoruz.Kin,nefret duyguları güdülerek adeta pire deve yapılıyor,eline bıçağını alan yada kalabalık bir grup halin gelen kişiler karşılıklı birbirlerini linç edercesine dövüyorlar.
Hani az önce dedim ya; “polis iş yapmıyor”diyorsunuz.Aslında bu böyle değil.Polis üzerine düşenin fazlasını yapıyor.155 ihbar hattının aranması ile bölgeye sevk edilen ekipler eğer bir kavga olayı ise kavgayı ayırarak iki tarafı alıp haklarında işlem yapılmak üzere karakola ve haklarında hazırlanan evraklarla adli makamlara sevk ediyorlar.Ancak ne oluyorsa sonrasında oluyor.
Biraz hafızaları tazeleyelim…Çok değil birkaç ay öncesine gidelim.Kentin ortasında eli silahlı mafyalar birbirlerini vuruyor,yaralıyor,toplumun huzurunu,güvenliğini, malını, canını hiçe sayarak resmen çarpışıyorlar ve bir polis memuru yaşamını yitiriyor,şahıslar polisin başarısı ile yakalanıyor ancak adli mercilerin karşısına çıkartılan bu kişiler serbest kalıyor.Teferruata girmeyeceğim çünkü daha önceki yazımda bundan bahsetmiştim…
Şimdi biraz daha eskilere gidelim.Bu kentte neler olmadı ki?Fakat bir güç tarafından bunların hepsine el çektirildi.Adli makamlara çıkartılan şahıslar salıverildiler.
Geçen yıl elinde tüfekle,pala ile Alipaşa ortakapı caddesinde halkın arasında kovalamaca oynayan ve sağa sola ateş açan aynı grup geçen gün Tunca kafe önünde yine aynı senaryo ile eline aldığı tüfekle ateş açıyor,olay yerine polis ekipleri geliyor,şahıslar yakalanıyor ve Savcılık aşaması sonrasında nöbetçi mahkemeye çıkartıldıktan sonra serbest kalıyorlar.Hakim ve savcı değiliz elbet.Ancak bir birey olarak bunların böyle serbest kalmalarına bir anlam veremiyoruz.
Bakladan ekmek çalan çocuğun uzun yıllar hapiste yattığı gerçeğinden yola çıkarsak adaletin terazisinde bir takım sorunlar olduğunu anlarız.Veya yeni düzenlemelerim etkisi diyebiliriz.Vatandaşlar dışarda “kişiye göre muamele” deselerde biz bunu demek istemiyoruz.
Yani işin kıssadan hissesi! Polis suç ve suçlu ile ne kadar mücadele ederse etsin,eğer halkada bir zayıflık oluyorsa adamlar ellerini kollarını sallayarak yine aramıza geri dönüyor ve dahada güçlendiklerini cümle aleme gösteriyorlar.
Şimdi sorarım size? Siz canınızı hiçe sayacaksınız,gözünüzü karartıp akşam belkide evde bekleyen yavrunuza veya eşinize mesai bitiminde gitmeyi düşünürken, atılan bir kahpe kurşunla yaşamınızı yitirecekseniz ama eve şehit olduğunuz haberiniz gidecek,ateş düştüğü yeri yakacak,kanun koyucular ise bu kişileri tutuklamak yerine serbest bırakacak sonrada siz polis olarak işinizi iştahla yapacaksınız.Yok böyle bir şey….
Arkadaşlar,kent her geçen gün Teksas’a it kopuk yuvasına dönmeye başladı.Polis ne yaparsa yapsın, burada önemli olan suçun veya suçlunun cezasını vermektir.Bir başka deyişle “yılanın başını küçükken ezeceksin”bilmem anlatabildin mi!....