banner78
banner12

Son yılların en çok konuşulan konusu arasında yerini aldı. “Hükümet-Paralel yapı” diye diye koca koca seneler geride kalır oldu.Devletin Yargısından Emniyetine,Askerinden,Savcısına Polisine kadar her kesime sızmış yada öyle olduğu ileri sürülen bir yapıdan bahsediyoruz,son birkaç yıldır.

Ak Parti Hükümetinin besleyip büyüttüğü,yapılanmasına izin verdiği,ancak sonrasında evdeki hesabın çarşıdaki hesaba uymaması ile ortaya çıkan,karganın beslenip gözü oyar hale geldiği bu yapı,sadece ülkemizi kasıp kavururken Edirne’de de önemli faaliyetlerde bulundu.

Zamanında Cemaatin kıçının dibinden ayrılmayan ve Hükümet güdümü ile giden birçok bürokrat bile Cemaat sevdasından biranda vazgeçti.Neden mi?Çünkü pabuç pahalı!Koltuk sevdası,iktidar hırsı bir başka.

Yıllarca yazdım durdum.Edirne’de dönemim belediye başkanı Hamdi Sedefçi ve onun İmar İşlerinden sorumlu tayfası kentin iflahını keserken,imarı anlamından katle ferman yazarken herkes ama herkes seyirci kaldı.Dönemin Başsavcısı,Savcıları,Hakimleri,emniyetin müdürü,polisi hepsi adeta kentte başkanın kuklası olmuş, talimatlarla hareket eder olmuşlardı.

Bunların hepsini yazdık.Uyardık ama uyarılan biz olduk.Hakim,Savcı karşısında cezayı alan,adımı bile sormadan cezayı yüzüme okuyan hakimlerin karşısında kaderime razı olan ben oldum.Ofisime gelen polisin bilgisayarıma el koymasından tutun,aracımın hukuksuz bir şekilde emniyet tarafından aranmasına dahi şahit oldum.Tezgahın içine çekilerek dönemin Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Müdürü (Cemaatin İmamı)’nın talimatı,İl Emniyet Müdürünün bilgisi ve İstihbarat Şube Müdürünün katkısı ile malum gazeteci ile ilgili Facebook sosyal paylaşım sitesinde yaptığım bir yoruma istinaden Bilişim Suçları Büro Amirliğine giderek ifade verdim,Hastaneye götürülerek sağlık kontrolünden geçirildim ve en önemlisi itibarsızlaştırılmaya çalışıldım.Tezgah hazırdı.Malum gazetecinin gazetesinde Devlet Hastanesine çıkartılırken fotoğraflarım çekilecek ve kamuoyu önünde küçük düşürülerek itibarım zedelenecekti.Ama olmadı!Başaramadılar.Hepsi oldu ama fotoğrafımı çekip gazeteye koyacak kadar erkek olamadılar.Tüm bunlar yaşanırken gözüm hep Adalet aradı ama Edirne’den gitmişti….

Kentte hukuksuzluk,Adaletsizlik almış başını gidiyor, kaptan gemiyi yürütüyor, ama mamasını alanlar bir türlü devreye giremiyorlardı.Hepsinin birbiri ile bağlantısı vardı.Hemde göbekten ve cepten….Kimine daire,kimine araba,kimine nakit para.Bir şekilde bağlantı sağlamdı.Tek dertleri vardı!Sedefçi’nin Yargıtay dosyası nasıl alta alınır,zamana karşı yenik düşürülür,zaman aşımından dolayı kapatılıdı…

İmarda dönen yolsuzlukları,yapılan haksızlıkları,Edirnespor GK’ya aktarılan paraları,dönen ve kılıfına uydurulan dolapları hep yazdık ama,bir tane Savcı çıkıp ta yazdıklarımızı sormadı,arkasını aramadı? Aksine yazmamam için Adliyenin mahkeme salonlarına abone,Savcı odalarına konu olmuştum.Aktarılan paraları,ofisime gelinip yazmak üzere olduğum habere istinaden emniyet görevlisine verdiğim belgelerin arkası ne oldu?Güvendik verdik,ama setten bir duvar örüldü yolsuzluğun üzerine…Tek bir şey vardı! “Bitirin şu Gökhan’ı!....”Akşam Gazetesinin 17 Ağustos 2014 tarihinde yayımladığı ve bir Cemaat polisinin tutanaklarından yola çıkılarak gösterilen belgede bunu gösteriyordu. “G.T. (Gazeteci): Cemaate karşı, yabancı ülke istihbaratçılarıyla temasta. İstediklerimizi yapmayan biri, takip edilmeli, önü kesilmeli.”

Evet beni neden izledin,neden dinledin ben çok iyi biliyorum.Kırcaali maceraları ağır geldi birilerine.Görüntü var mı, yok mu?Konuşur mu,konuşmaz mı?Hatırlamazsan ben hatırlatayım. Kırcaali’de  “Hilye-i Şerif Sergisi” vardı ya!Hani o gün Devlet nezrinde temsil son anda iptal olmuştu ya,siz o gece otelde kalmıştınız.Odalar mı ne karışmıştı,Onu diyorum işte….

Onun bunun çocuğunun biri yada birileri bizi tam bir yıl illegal dinliyor,Adalete sığınıyoruz,soruyoruz “bizi kim dinledi”diye gelen cevapta “adınıza kayıtlı olan 0 555….. nolu telefona dair bir dinleme kaydı yoktur!” yahu biz legal demedik ki; ,illegal dedik ama yok…Allah büyük elbet çıkacak.Bizi dinleyenler bugün halen emniyetin belli kademelerinde cirit atıyor,sayın Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’da sözüm ona bunlarla mücadele ediyor.Bilsin ve bilmeli ki; Paralel hala burada cirit atıyor.Adamın beni dinlediğin biliyorum,emniyetin içinden arkadaşlarımız “seni dinleyen bu” diyor ama,adam hala yüzüme gülüyor.Boynu bükük mağduru oynuyor.

Cemaatin bürokratları şu an Edirne’de cirit atıyor.Ama gel gör,hepsi sütten çıkmış ak kaşık…

Biraz hafızaları tazeleyecek olursak,Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi’nin oğlu Hakan Sedefçi’nin askerlik işini,yaptıkları yolsuzluğu yazmıştık.Yahu o zaman yaptığım haberle Edirne yerinden oynuyor,Hudut dışında,yandaş gazeteler veya gazetecilerde bu konuda tek bir satır haber yok; (yazamazlar çünkü Hamdi yırtar),Savcılarımızda da bu konuda tek bir girişim yok! Neymiş ihbar yok muş!Yahu yazdığımız zaten ihbar niteliği taşır…Hadi zarla zorla işlem yaptırdık,mahkeme cezayı alt sınırdan verdi,olmaz ama verdi.peki Savcılarımız neden işin devamında,bu evrakı alanı,vereni,verdireni,işi düzenleyeni,askerlik şubesindeki ağabeyi neden çağırmadı işin arkasını aramadı?

Allah’ıma şükürler olsun ki adam gibi bir Başsavcı geldi de, bazı şeylerin arkasını aramaya başladı.Birileri benim yıllardır yazdıklarımın ihbarını bir mektupla yaparak Edirne Belediyesinde dönen dolapları yazmış. “Geçmişe bakın” demiş.Başsavcımızda okkalı bir araştırma ile yola çıkmış.304 adet imar yolsuzluğuna karışan ve Edirnespor GK’ya bağışlanan 7.2 milyon TL de payı olan müteahhit arkadaşların bu paraları neden verdikleri yada 2.00 emsal yerine 3.00 emsal alan uygulaması yaparak “balkonları küçült,odayı büyült” mantığı ile inşaat alanını genişleten, ama vergi anlamında devlete vergi ödemeyip kaçıran bu arkadaşların inşaatlarını ada,parsel ve pafta numaralarına kadar yazarak incelenmesini istemiş.

İşte şimdi İmar işlerinin o dönemki prensesi (her neresi prenses’se),yine o dönemki çırak şimdiki prensesi ve iki polis memurunu,dönemin Başsavcısı,ağır ceza hakimini kapsayan soruşturmayı açmış.

Detaylarına soruşturmanın gizliliğini ihmal etmemek adına girmeyeceğim ama, Başsavcımıza benim önceki yazılarımı da alıp bakmasını önereceğim.Ben bunları yazdım,yazıyorum diye cezalar alırken bugün bunların soruşturuluyor bile olması benim ne kadar haklı ve doğru  yolda olduğumu gösterir.Keşke Adalet geri gelse de,bana “sen haklıymışsın dese….” 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.