“İnsanı salak yerine koymak” diyeceğim ama olmayacak!
Yada salak yerine konulduk ta kimse farkında değil….Size belkide içinizden bazılarınızı ilgilendiren bir konuyu aktaracağım ama mutlak surette bir yakınınız hatta siz dahi bu durumla karşı karşıya kalmış olabilirsiniz.
Hükümetimiz geçtiğimiz aylarda bir karar aldı ve ülke genelinde bulunan ve imar yönünden sıkıntılı olan illegal binaları legalleştirmek için bir çalışma başlattı.Adını da “İmar Barışı” koydu.Ama ne koydu?Türkiye genelinde 12 milyon konut,bina bu affı bekleyen,sakıncası olan binalardan oluşuyor.Zamanında yapılan ve imar fazlası bulunan veya imarda yeri bile olmayan bu binalar bu sayede kayıt altına alınacak,resmileşmiş olacak ve sizde zamanında yaptığınız kaçak yapının yasal olmasının verdiği dayanılmaz hafiflikle “Allah razı olsun” diyeceksiniz.
Evet zamanında yapılan binaların bir çoğunda sorun var.Edirne ölçeğine baktığımızda 12 bin konut! Evet evet yanlış duymadınız 12 bin konut var.Bunlar ya belirtilen metrekareden büyük,yada belli başlı kısımları projeye uygun değil.Yani zamanında belediyemizin yetkililerinin ballı kaymaklı işlerin altına attıkları imzalarla verdikleri onaylar karşısında tapusunu eline aldığımız binalar.Evet tapusunu aldığımız o binalar aslında kat irtifalı veya arsa payı üzerinden sahiplendiğimiz binalar.Ve biz,siz bu binaları alırken devletimizin ilgili birimleri elektriğini,suyunu,doğalgazını vererek bize binayı kullanıma açıyor ya; bizde balıklama içine girip yaşamaya başlıyoruz ya, işte o binalar bunlar.Sadece suyu ve elektriği pahalı o kadar.Peki arkadaş zamanında bu binalar bu şekilde kaydırık kuyduruk yapılırken bizim o gözleri başka yere bakan yetkililer ne yapmış acaba?Şimdi bunları soracağım ama biliyorum ki yine onların gözleri başka tarafa bakıyor…
Sıkıntılı olan bu binaları belediyeler bir ara müteahhitleri sıkıştırarak tam yasal hale getiriyordu ki; sen hükümet “İmar Barışı” çıkartmaz mı?Bizde sevindik.Taa ki binanın kaydını kuydunu sisteme girene kadar.Binaları kayıt altına alacağız derken karşımıza çıkan rakamlar bize ve bizim gibilere dudak uçuklattı.Belki birileri için kıyak oldu ama bazılarımıza da çok ağır geldi.Satın aldığımız dairelerin yapı izin belgelerinin olmadığını bir çoğumuz bilerek aldık.Çünkü müteahhit sorumluluğu gereği her şeyi tamamlayıp vermesi gerekiyordu.İş belediyelerde kalsaydı belki canlarına okuyacaktı belediyeler ama hükümetimiz müteahhitleri koruyacak bir karara imza atarak İmar Barışını çıkarttı.Bir çok müteahhit bu durumu kabul etmese de sorumluluk onlara ait.Burada amaç CHP’li belediyelerin kasasına girecek olan üç beş kuruşa göz dikmekti.Nasılsa hükümet devlet eliyle kendi belediyelerini koruyabilirdi ve 12 milyon binadan gelecek rakamı hazine kasasına alma yolunu seçti.İktidar belediyelerine sonraları destek verebilmesi mümkün olurken CHP’li belediyelere kol saati yoldaydı….Sadece Edirne ölçeğinde bu yolla belediyemizin kasasına 50 ila 70 milyon TL para girebilirdi ama olmadı.
Eline evrakları alan vatandaşın Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’nden çıktıktan sonraki suratını görmenizi isterim.Hepsinin ağzında tek bir laf …”İmar barışıymış.Düpedüz soygun bu be!”diyen çok kişi gördüm.Müteahhitleri koruyan bir uygulamanın vatandaşa olan yararı nedir inanın anlamış değilim.
Burada vatandaşa bir iyilik yapacaksan, evet bireysel olarak yaptığı ev veya iş yerinin tamamı kaçak ise onu kayıt altına al tamam ama müteahhitlerden alınan dairelerde oturan vatandaşa 3-5 Bin TL hatta daha yüklü miktarda rakamları yansıtarak İmar Barışı yapmak çok mantıklı değil.Hele yine bu krizde….Müteahhit efendi binayı yaparken bir postuk deriden iki post çıkartmaya çalışırsa olacağı budur. Daireleri satarken de “yapı kullanma izin belgelerini almamıza az bir zaman kaldı” diyen de onlarken şimdi kalkıp işin mali boyutunu vatandaşa yıkmak insafsızlıktan başka bir şey değildir.
Hükümetimiz en kısa sürede bu yanlıştan dönerse çok iyi olur.Parayı vatandaştan değil bir deriden iki post çıkarmaya çalışandan alacaksın ki anlayayım senin müteahhidin yanında olmadığını vatandaşın yanında olduğunu.