Bir şehrin futbol yakımı iyi ise o şehrin ekonomisi ve sanayisi iyi demektir. Otoriteler genelde bunu böyle yorumlarlar. Biz her ne kadar bir otorite olmasak ta yani futboldan anlamasak ta az biraz Edirnesporumuzun durumunu etüt edecek kadar anlayabiliyoruz.
Yıllardır çok badireler atlattı Edirnespor. 2.lig’e çıkış ve oradan 1.lig hayalleri varken bugün geldiğimiz noktada 3.lig 1. grupta düşmemek için mücadele verir haldeyiz.
“Haldeyiz” diyorum çünkü ben bir Edirneliyim ve takımın durumu ve pozisyonu beni üzüyor. Takıma maddi olarak destek olamasak ta manevi olarak yapacağımız en küçük destek maddi destek sağlayanlara ve o takımda top koşturanlara moral verecektir. O yüzden takımı benimsemiş bir ruh hali ile “haldeyiz” şeklinde ifade ettim.
Takımın kaymağını yiyenler, kullanıp kenara itenler bugün bu takımın bu halde olmasında şüphesiz parmağı olanlardır. Kötü gidişata ‘dur’ demek adına bir takım müdahaleler yapılmış olsa da şimdilik o detaylara pek girmeyeceğim ve takılmayacağım. Ancak şunu net bir dille ifade etmek gerekirse takıma Edirne Belediyesi adına Recep Gürkan sahip çıkmamış olsa bugün takım değil deplasmana gitmek içeride oynayacağı maçlar için malzeme alamaz.
Şu anda oynadığı 17 maçla 18 takımın yer aldığı grupta 15’inci sıradayız ve puanı 16. Yani düşme hattında.
Bu yazıyı neden kaleme aldığımı merak edenler olacak. Pek tarzım değil ama birkaç konuya değinelim istedim. İnişli çıkışlı lig değil de, kulübün kongreleri takımın bir türlü iyi bir noktaya gelmesine zemin hazırlayamadı. 22 Kasım günü yapılan Olağan Genel Kurul sonrası Onur Yaren Ayaydın başkanlığında bu kulübe gönül verenler oluşturdukları 24 kişilik yönetim ile takımı sırtladılar.
Elbette takım demek para demek ve maliyet demek. Hele yine o şehirde sanayi ve sanayici yoksa veya desteklenmiyorsa takımdan da fazla bir şey beklemeye gerek yok. Zaten takımın son haftalardaki gidişi ve geldiği seviye her şeyi özetliyordu. Ta ki 14. hafta virajına girene kadar. Kongrenin yapılması sonrası son 4 maçını kaybetmeyen bir Edirnespor var. Gelenin vurduğu gidenin vurduğu Edirnespor’da ne olmuştu da malubiyet sarmalı kırılmıştı? Takımda sadece lokal bir kaç müdahale, sportif teknik direktör yani Genel kaptanının değişmesi dışında elle tutulur bir hamle yoktu. Yönetimi saymıyorum çünkü yönetim de pek değişen olmadı. Sadece roller değişti o kadar. Şu an sahnede inanan bir takım var. Bu inanışı onlara aşılayan birileri var mutlaka. Bir arkadaşımın izlettiği bir video var. Takım soyunma odasındayken Genel Kaptan Cesur Pakarda’nın bir motivasyon hamlesi var. İnanın ben bile şaştım kaldım. İçeride oynana maçlara ilin valisi Kürşat Kırbıyık’ın katılması da oyunculara moral veriyordu hiç şüphesiz. Ve beklenen sonuçlar alınmaya başlıyordu. İlk yarı bitti. Gözler ikinci yarıda. ‘Düşer mi düşmez mi’ tartışmayacağım? Çünkü düşme hattındayız ve inanıyorum ki düşmeyecek. Seyirci desteği de ikinci yarı artar şehir takımına sahip çıkarsa bu seneyi atlatmış oluruz.
Bakın Futbol federasyonundan gelen 1, 1.5 milyon ve yöneticilerin ( 20 kişinin) pamuk ellerini cebe atıp evlatlarının, ailesinin rıskından verdikleri 50 bin TL’nin haricinde kulübe para mara yok. 24 kişilik yönetimden sadece 20 kişi maddi katkı sağlayabiliyor. Diğer 4 kişi ise belediyenin uhdesinde olan yerleri kapma derdinde. Yani 2 milyon TL para ile kaşın kaşınabilirsen. Genel Kaptan Cesur Pakarda bir kaç müdahale ile parasal harcamaları kısmış, şimdiden takımın boşa akan masraf musluklarını kapatmış görünüyor. Yıl içerisinde 34 maç oynayacak takımımız 17 maçını deplasmanda oynuyor. Yani bir deplasman maliyeti eğer uçakla olacaksa (konaklama ve ulaşım içinde) 110 bin TL ile 130 bin TL arasında değişiyor. Bunun doktoru, kendi sahanda sağlayacağın yani kiralayacağın özel güvenliğini de koyunca hesap ortada. 2 milyon 500 bin TL’nin bir tık altına inmiyor. Hani bunun transfer ücreti, hani bunun suyu, tuzu, personeli, tesisi derken 6 ila 7 milyon arasında bir rakam karşınızda.
Ben Murat Savaş ağabeyim gibi TOKEN-MOKEN yazmayacağım, sormayacağım. Onca yazıya rağmen çıkıp açıklayamıyorsa bu işte parmağı olanlar oda onların ayıbı. Demek ki var bir bit yeniği….
Demek istediğim kısaca şu. Takımın işi gerçekten zor. Daha önceleri de yazmıştım. Takımın iyi halinde yanında olmak değil marifet. Zor zamanında yanında olmak marifet. Yükü sırtlanmak ve paylaşmak önemli olan. Ligin üst sıralarına çıkınca, hele yine 2 veya 1. lig olunca şehre gelen misafirleri ve şehirdeki ekonomik döngüyü siz hesap edin. İşte o zaman herkes köprüyü geçen takımın yanında olmak ister. Önemli olan bu köprü geçişinde yanında olmak. Bence hepimiz bir bütün şehir olarak takımımıza sahip çıkalım ve bambaşka bir ruh ile sahada mücadele eden Edirnesporumuzun 2. yarıda yanında olalım. İlk maçımız deplasmanda ve 15 Ocak 2023 tarihinde Çatalca ile. Hadi ona gidemedik ama 22 Ocak 2023 günü Hacattepe’yi ağırlayacağız kendi sahamızda. Var mısınız takımın yanında yer almaya? Ha unutmadan! Edirnespor’un her zaman yanında olan taraftar grubumuz var. Saysam 15 - 20 kişiler. Ciğerleri parçalanıyor bağırmaktan. Sesleri kısılıyor haykırmaktan. Soğukta donuyor sıcakta terliyorlar. Hakları ödenmez gerçekten. Menfaatlerini değil yüreklerini koyan o gençleri de ben alkışlıyorum kalben.